Yerli makine sektörü yüksek teknoloji ile büyüyecek

2019 yılında üretimden yatırıma tüm göstergeleri ekside seyreden plastik işleme makineleri sektörü çıkış yolu arıyor. PAGEV sektördeki sorunları belirlemek ve çözüm yollarını bulmak üzere Tek Kullanımlık Yerli Makine ve Aksam Üreticileri İçin Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı Toplantısı’nı gerçekleştirdi. Yerli Makine ve Aksam Üreticilerinin nasıl daha iyi bir noktaya gelebileceğinin masaya yatırıldığı toplantıda ileri teknoloji yatırımlarının önemine işaret edildi.

PAGEV’in sektörün sorunlarının giderilmesi noktasında üreticiler, danışmanlar, kamu otoriteleri ve karar vericiler nezdinde önemli toplantılar gerçekleştirdiğini belirten Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi ve Verimlilik Müdürlüğü Daire Başkanı Murat Yıldız, şunları söyledi: “Üretimin yolunu açan makine ve teçhizatlar plastik sektöründe önemli bir yere sahiptir. Devletin stratejik yatırımlar kapsamına aldığı makine sektöründe yaşanan canlanma direkt olarak ekonomiye olumlu etki ederken burada yaşanacak tıkanma da yatırım ve dolayısıyla üretim, ihracat, istihdam kaybı anlamı taşıyor yani ekonomik küçülmeyi beraberinde getiriyor. Türk plastik sektörünün her anlamda gelişimi için çaba harcayan PAGEV, makine ve teçhizat üretimi yapanlarla bunları ithal edenler, sektör temsilcilerinin yaşanan ekonomik daralmadan ve makine sektöründe yaşanan düşüşten en az şekilde etkilenmesi için belli periyodlarla toplantılar gerçekleştiriyor. Bu toplantılarda sektör temsilcilerinin fikirlerine başvuruluyor, sizlerin görüşleri alınıyor, uzmanlara danışılıyor ve ortak akıl oluşturulması amaçlıyor. Bu anlamda plastik sektörü ile kamu otoritesini bir araya getiren söz konusu toplantılardan çıkacak çözüm önerilerinin mühim olduğunu düşünüyoruz çünkü zamanında alınmayan tedbirler, yarın tüm sektör için ciddi riskler oluşturabilir. Bizler de sektördeki daralmanın çözümleri için bir çaba içindeyiz. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak 2019 yılında Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı’nı Resmi Gazete’de yayımladık. Makine sektörü, Bakanlığımız için odak bir sektör… Bu kapsamda Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı’nda makine sektörünü ileriye taşıyacak adımlara da yer verdik. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak bu toplantıdan çıkacak fikirleri takip edeceğimizi ve makine ve teçhizatlar konusunda atılması gereken adımlarla ilgili sizlere elimizden gelen desteği sunacağımızın altını çizmek istiyorum.”.

Toplantıda yaptığı konuşmasında plastik sektörünün tüm alt sektörleriyle bir değer zinciri oluşturduğunu söyleyen PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu; “Makine ve aksam üreticileri de bu değer zincirinin en önemli halkalarından birini oluşturuyor. Makine, ekipman ve kalıp plastik sektörümüz için çok çok önemli. Bunlar olmadan ülkeye net döviz girişi sağlanamadığı gibi teknoloji güvenliği ve işin sürdürülebilirliği de çok zor olur. Dünya kalıpçılık cirosu: 85 milyar dolar, Türkiye kalıpçılık cirosu ise 4 milyar dolar. Endüstriyel klimalar ve soğutma makineleri Türkiye 1,6 milyar dolar ihracat yapıyorken büyük çoğunluğu AB’den olmak üzere dünya genelinden yapılan ihracat ise 75 milyar dolar. Ambalaj makinelerinde Türkiye ihracatı 160 milyon dolar, dünya ihracatı ise 16 milyar dolar. Stratejik bir kararla yurtiçindeki üretimin yarattığı katma değer, istihdam ve çarpan etkisiyle desteklenmesi gerekiyor. Bakanlığımızın teknoloji odaklı destek programı yeni bir sistem. Bu programın içinde olan makine ekipmanlarımız var. Ancak bu programın içinde olmayan üreticilerimiz talep ve önerilerini Bakanlık nezdinde dile getirme şansı yakalayacaklar. Türkiye’de daha fazla yerli üretim olmasını istiyoruz. Ar-Ge Merkezleri, Teknolojik Ürün Deneyim Belgesi, Teknoloji Geliştirme Bölgeleri, Teknolojik Ürün Yatırım Destek Programı, Tasarım Merkezi Destek Programı, Teknoloji ve Yenilik Destek Programı gibi kamunun çok önemli destek mekanizmaları var. Ancak sektörün bundan çok daha fazlasına ihtiyacı bulunuyor. Yerli olarak üretilen makinelerin kamuda alımı bugün sadece yüzde 15. Bu çok düşük bir orandır. Gerekiyorsa kamunun yerli makine kullanması zorunlu hale getirilmelidir. Yerli malı alan firmalara da vergisel destekler getirilmelidir. Haksız rekabeti önleyip yerli üretimi koruyan gümrük, iç piyasa uygunluk denetimleriyle haksız rekabet, kalitesiz/sağlıksız makine girişlerinin önlemeli, piyasa gözetim denetimini yapmalıyız. Bu denetim kurumlarını bünyemizde oluşturmalıyız. Ürün standartlarının gözden geçirilerek hem iç pazarda kalitenin artması hem de ihracatta hedef pazarların genişleyebilmesi için Avrupa Birliği’nin makine direktiflerine uyum sağlanması ve gerekli düzenlemelerin değiştirilmesi gerekiyor. Bir diğer önemli konu ise piyasa denetim ve gözetim faaliyetlerinde işbirliklerinin sağlanması olarak dikkat çekiyor. Sektör hakkında uzman görüşünün alınabilmesi ve güncel trendlerin izlenebilmesi amacıyla piyasa denetim ve gözetim organizasyonuna tarafsız görüş sunabilecek sektörel işbirliklerinin katılımı fayda sağlayacaktır” dedi.

Kamunun sağladığı destek mekanizmasının çok iyi anlaşılması gerektiğini belirten Yavuz Eroğlu şu açıklamalarla konuşmasını bitirdi; “PAGEV olarak üzerinde en çok durduğumuz konulardan biri, yerli makine ekipmanı destekleme noktasındaki politikaların sahaya yansıtılmasında biz nasıl katalizör olabiliriz. Yerli makine ekipman için kamu yerli malı alım destek mekanizması ile ilgili firmalarımızın bu sürecin daha basitleştirilmesi talepleri var. Kamu alımlarında yerli alımı daha zorlayıcı hale gelebilir mi? Haksız rekabetten herkes şikayetçi ve haksız rekabet gelişmeyi engelliyor. Bu konuda Bakanlığımızın piyasa gözetim denetim mekanizması var ama bunun işlerliğiyle alakalı olarak daha iyi nasıl katkı verebiliriz. Standartlarla ilgili bir beklenti var. Gümrüklerdeki kontrol noktaları özellikle haksız rekabete yol açabilecek ürünlerin ülkemize girişi pazarın bir vahşi rekabete terkedilmesi bazı durumlarda firmaların büyümelerini engelliyor. Sektörün fiziki yer sorunu var. Hızlı büyüyen bir sektör fakat şehrin içinde küçük yerlerde büyük işler yapmaya çalışıyorlar ama bunun dezavantajları var. Doğru şartlarda uygun fiyatlarda yer bulma konusunda uzun zamandır önemli sorunlar var. Firmalarımıza büyümelerini, üretmelerini yol açacak imkânlar sağlanırsa ki bu noktada Bakanlığın yaptığı çalışmayı memnuniyetle karşılıyoruz ancak etkisini artırmak üzere daha fazla görev almak istiyoruz. Firmalarımızın bunlardan faydalanması noktasında daha fazla rol almayı hedefliyoruz. Böylece ülkenin dövizi yurtdışına gitmemiş olur. Tüm bu konularla ilgili Bakanlığımıza katkı vermek noktasında kararlıyız.”

Açılış konuşmalarının ardından Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Uzmanı Güldoğan Hancıoğlu ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Uzman Yardımcısı Esra Gürses, “Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı”nı detaylı bir sunumla toplantı katılımcıları ile paylaştılar. 54 ürün ile programın birinci çağrısının bittiğini belirten Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı temsilcileri Nisan’da ürün listesinin yayınlanmasının planlandığını belirttiler.

“Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı” sunumunun ardından söz alan Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi ve Verimlilik Müdürlüğü Daire Başkanı Murat Yıldız; “Bakanlığımızın amacı, orta yüksek ve yüksek teknolojili ürünlerin Türkiye’de üretilmesini sağlamak. Makine odak sektörlerden biri çünkü yüksek katma değerli üretim için makine sektörünün mutlaka desteklenmesi gerekiyor. Türkiye’de üretim şart. Siz değerli sanayicilerimiz bu program kapsamında KOSGEB ya da TÜBİTAK teşviklerinden yararlanabilirsiniz.” diye konuştu.

Geçmiş Dönem PAGEV Başkanı Hayrullah Yelkenci ise sektörün ileri taşınması noktasında PAGEV’in yaptığı çalışmalara değinerek, “Gözetimde uygulanan fiyatı yukarı çekmiştik, firmalarımız için KOSGEB eğitimleri yaptık, stratejik ürün listesinin belirlenmesi noktasında aktif rol oynadık, çalıştaylar düzenledik, plastik sektörü makine yatırımları için KDV’nin yüzde 18’den yüzde 1’e indirilmesi için çalıştık” dedi.

Toplantı katılımcılarının görüşleri doğrultusunda öne çıkan çıktılar şunlar oldu:

• Gümrüklerde Kontrol Noktalarının Oluşturulması: Direktiflere/ standartlara uygun olmayan ürünlerin üçüncü dünya ülkelerinden ithal edilmesi, yurt içi üretim kalitesini düşürmekte ve kullanıcı güvenliğini tehlikeye atmaktadır. Bu sebeple Avrupa Birliği ülkelerinde olduğu gibi denetim gümrükten itibaren başlamalıdır. Gümrüklerde engellenmesi gereken standartlar belirlenmeli ve belirlenen standartlara uygun olmayan ürünlerin ülkeye girişine izin verilmemelidir. Ürünlerin teknik olarak uygunluğunu belirten deklarasyonlar gümrük işlemlerinde denetlenmelidir. Ayrıca Avrupa Birliği’nde uygulandığı üzere yasaklı firma veri tabanı oluşturulmalı ve tüm gümrük noktalarının bu veri tabanına erişimi olmalıdır. Hâlihazırda Avrupa Birliği’nin sahip olduğu yasaklı firma listesinin temin edilip veri tabanına eklenmesi de gümrük denetimlerine olumlu katkı sağlayacaktır.

• Sektör ürün odaklı teşvik uygulaması detaylanarak devam etmelidir. Ayrıca teşvik performans odaklı olmalı, örneğin ihracat yapana daha özel kurdan döviz bozma imkânı, Ar-Ge teşviklerinin artışı vb.

• AR-GE ile katma değer üreten firmalara, kaliteli istihdam yapabilecekleri, şehirlere çok uzak olmayan bölgelerde, mülkiyeti devlete ait 49 yıllık kiralamalı bedelsiz tahsisler yapılmalıdır. Makine ve aksam üreticileri genelde fiziksel olarak küçük ve yetersiz mekânlarda faaliyetlerini sürdürmektedir. Daha büyük yerlere geçmek istediklerinde zaten kısıtlı olan işletme sermayelerini yüksek rant içeren toprağa gömmeleri gerekmektedir. Sektör acil olarak organize ve ranttan uzak sanayi arsasına ihtiyaç duymaktadır. Bu konudaki ihtiyaç Ortaçağ’daki derebeylik sistemi gibi rant üzerine yürüyen yeni model bazı organize sanayi bölgeleri oluşmasına ortam yaratmıştır.

• Firmaların finansman ihtiyacı yurtdışında Eximbank faaliyeti, yurtiçinde ise teşvikli bir finans modeli ile desteklenmelidir. Bu noktada Ar-Ge ve katma değer yaratma kapasitesi performans kriteri olabilir. Yurt içinde sanayi bankacılığı ve proje finansmanı geliştirilmelidir.

• Mesleki Eğitimin geliştirilmesi, kalite odaklı, uygulamalı eğitim hedeflenmelidir. Yurtdışından gelecek teknisyenler desteklenmelidir. Bilgiye ulaşımın kolaylaşması gibi konularda PAGEV’in Mükemmeliyet Merkezi önemli bir rol model olacaktır.

• Makine ihraç edilen ülkelerde Türk KOBİ’lerinin müşterilerine ortak teknik servis sağlayacağı işbirliklerine gidilmelidir. Bunun için gerekli finansman konusunda İhracatçı Birliği kaynakları seferber edilmelidir.

• Haksız rekabetin engellenmesi için PAGEV gibi sivil toplum kuruluşlarıyla da işbirliğiyle sektöre girişin standartları ve denetim mekanizmalarının oluşturulması önemlidir.

• İşyeri ve Makine Veri Tabanının Oluşturulması; İşyeri ve ürün denetimlerinin sıklaştırılması ve denetimlerde makine imalat sektörü özelinde, gelişen teknolojiden de faydalanılarak işyeri (çalışan sayısı vb.) ve makine özelliklerinin (yaşı, markası, satın alınan ülke vb.) kayıt altına alınması sektörde kayıt dışı faaliyet gösteren firmaların azalmasını sağlayacaktır.

Etiketler

Sayfa başına dön