POŞETE ZORUNLU ÜCRETLE GEÇEN BİR YILIN ÇEVREYE, TÜKETİCİLERE, SEKTÖRE ETKİLERİ
1 Ocak 2019’dan itibaren uygulanmaya başlanan ücretli plastik poşet uygulaması beraberinde pek çok tartışmayı da getirmişti. Sektörde uygulamanın olumsuz etkileri görülmeye devam ederken Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve plastik sektörü temsilcilerinin 2020 yılı poşet fiyatının belirlenmesi için yaptığı toplantıda yeni yılda fiyat artışı yapılmaması konusunda uzlaşmaya varıldı. Toplantıda hazır bulunan PAGEV Plastik Poşet Üreticileri Komitesi “Üreticilerin ve tüketicilerin yeni bir poşet fiyatı artışını kaldırabilecek gücü yok” dedi, 2020’de de plastik poşet ücretlerinin 25 kuruş olması paydasında buluşuldu. Konu sene başında Bakanlığın son kararı ve kesin duyurusu ile netleşecek.
Yılbaşında ücretli poşet uygulamasının yürürlüğe girmesi ile birlikte plastik alışveriş poşetleri marketlerde 25 kuruştan satılmaya başlanmıştı. Kanunda, “her yıl plastik poşet fiyatlarının ücreti tabanı 25 kuruştan az olmamak şartıyla güncellenecektir” ibaresi bulunuyor. Bu doğrultuda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 2020 poşet fiyatının belirlenmesi için düzenlediği toplantı büyük önem taşıyordu. Toplantıda 25 kuruşluk uygulamanın olumsuz etkilerini henüz üzerinden atamayan plastik poşet üreticileri ile tüketicilerin yüzünü güldüren bir gelişme yaşandı ve 2020 yılında plastik poşetlere ücret artışı yapılmaması konusunda uzlaşma çıktı ancak uygulamanın kesinleşmesi 2020 yılı başını bulacak.
PAGEV Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Eroğlu, 2020 yılında plastik poşet ücretinde artış olmaması noktasında uzlaşmaya varıldığını, Bakanlığın da aynı görüşte olduğunu ancak bunun sene başında Bakanlığın kesin duyurusu ile netleşeceğini belirtti. PAGEV Başkanı, süreç hakkında şu bilgileri verdi:
25 kuruşluk ücretli poşet uygulaması hem plastik poşet üreticilerini hem de tüketicileri zor duruma sokmuştu. Bu uygulamadan kimsenin daha fazla olumsuz etkilenmemesi için konunun takipçisi olmaya devam ediyor ve çalışmalarımızı hız kesmeden sürdürüyoruz. Son olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın fiyat belirleme komisyonu toplantısına TOBB Meclisi, PAGEV Plastik Poşet Üreticileri Komitesi olarak katıldık. Perakendeciler, tüketiciler ve üreticiler açısından olayın tüm boyutlarını değerlendirdik. Toplantıda 25 kuruşluk fiyatın kesinlikle artırılmaması gerektiği noktasında görüş bildirdik. Bakanlığımız da bizlerle görüş birliği içinde olduklarını belirttiler. 2020 yılında da poşet fiyatlarının 25 kuruş olarak kalması noktasında aynı fikirde olmaktan son derece mutluyuz, desteği olan tüm kurum ve kişilere teşekkür ediyoruz.
Ücretli poşet uygulamasında 25 kuruşun 15 kuruşunun geri dönüşüm katkı payı olarak devlete, 10 kuruş ise marketlerin kasasına gidiyor. En başından bu yana 10 kuruşun marketlere gitmesinin yanlış olduğunu söylüyoruz. Yeni yılla birlikte 25 kuruşun içinden devlete aktarılacak paranın artmasını bekliyoruz. Geri Kazanım Katkı Payı’na ilişkin yönetmeliğe göre fiyatlar her yıl Maliye’nin belirleyeceği paya göre artırılıyor. Gelinen son noktada yeni yılda tüketicinin hiçbir şey değişmeden 25 kuruşa poşet alacağı görülüyor. Fakat poşeti satan perakendeciye kalan 10 kuruş azalıp devlete aktarılan 15 kuruş artacak. Bu artışın ne kadar olacağını Maliye belirleyecek.
Plastik poşetleri ücrete tabi tutan mevzuatta poşetten marketlere giden 10 kuruş dışında 15 kuruşun genel bütçeye gittiği yazıyor. Biz kesinlikle bu bedelin geri dönüşüm kapasitesinin arttırılması ve çevre eğitimleri için Bakanlık bünyesinde bir çevre fonunda toplanması gerektiğini düşünüyoruz. Vatandaşlardan çevre için alınan bu bedelin yine çevrenin korunması ile alakalı projelere gitmesi daha doğru olur.
Yine mevzuatta büyük market zincirleri ile bakkal, kuruyemişçi gibi küçük esnaflara eşit cezalar uygulanması öngörülmüş. Dev market zincirlerine uygulanan ceza miktarının küçük esnafa uygulanan ceza ile aynı olması yanlış, Esnaflarımızın temsilcisi TESK’in de önemle üzerinde durduğu bu konunun bir an evvel düzeltilmesinde fayda olduğunu düşünüyoruz.
Ücretli poşet uygulamasından üreticiler kadar tüketiciler de olumsuz etkilendi. Araştırmalar plastik poşet kullanımı düşmüş olsa da bu uygulamadan memnun olan tüketici sayısının oldukça az olduğunu gösteriyor. GENAR Araştırma Şirketi’nin İstanbul’da yaptığı anketin sonuçlarına göre; tüketicilerin yüzde 52,5’i bu uygulamanın kalkması gerektiğini savundu. 4Service’in Aralık ayında yaptığı ankete göre ise tüketiciler “ücretli alışveriş poşeti uygulaması ile doğanın korunmasına katkı sağlanabileceği” fikrine katılsa da aynı katılımcıların sadece yüzde 2,3’ü market-mağaza alışverişlerinde poşetlerin ücretli olması uygulamasından memnun. Geri kalan yüzde 97,7’si ise uygulamadan memnun olmadığını belirtti.
Türkiye’de ücretli poşet uygulaması hayata geçirilirken ülkenin gerçekleri hesaba katılarak bir düzenlemeye gidilmeliydi. Avrupa’da da benzer uygulamalar olduğu söyleniyor ancak bizim toplumsal gerçeklerimiz ile örtüşmüyor. Örneğin; Avrupa’da refah seviyesi yüksek ve sokak toplayıcıları yok. Türkiye’de ise gelir seviyesi düşük olduğundan sokak toplayıcıları ciddi anlamda geri dönüşüme katkı veriyor.
Unutmamak gerekiyor ki çevreyi aşırı ve bilinçsiz tüketim kirletiyor. En çok tüketimi de yüksek gelir grubunda yer alan vatandaşlar yapıyor. Doğal olarak en çok poşet kullanan kesim de bu grupta yer alıyor. Bu doğrultuda 25 kuruş ücreti uygulamasının yüksek gelir grubundaki tüketiciler için caydırıcı olmadığını söyleyebiliriz. Zaten dar gelirli vatandaş ihtiyacından fazla alışveriş yapmıyor, doğal olarak fazla poşet de kullanmıyor. Baktığınız zaman çevreyi en az bu kesim kirletse de 25 kuruş ücret uygulamasıyla bir nevi dar gelirli vatandaş cezalandırılmış oluyor. Poşetleri ücretli yapmak yerine marketlerde kullanılan poşetleri getirenlere ağırlığına göre belli bir ücret ya da alışveriş puanı verilseydi ve sokak toplayıcılarıyla bunlar marketlerin dışında ayrılmış alandan toplanıp geri dönüşüme kazandırılsaydı herkesin memnun olduğu bir uygulama olurdu. Hem marketler müşterileri sayısını arttırır hem vatandaş geri getirdiği torba için alışveriş puanı kazanırdı. Ayrıca sokak toplayıcılarının şartları iyileştirilerek çevre de korunmuş olurdu. Ücretli poşet uygulamasının yükü altında kalan dar gelirli vatandaş böyle bir uygulamanın en büyük destekçisi olurdu.
Çevre kirliliği gerekçesiyle plastik poşet kullanılması azaltılmaya çalışılıyor. Bu da daha fazla kağıt ya da pamuklu çanta kullanılması demek. Bunun sonucunda da daha fazla enerji kullanılıyor ve üretimi için çok fazla su tüketiliyor. Yani kaynaklarımızın yok edilmesinden bahsediyoruz. Geri dönüştürülen tek kullanımlık bir plastik torba kadar çevre dostu olabilmesi için bir kağıt torbanın en az üç kez kullanılması gerekirken pamuklu torbanın 131 kez kullanılması gerekiyor.
Bu noktada önemli olan yasaklama ya da kısıtlama değil bilinçli tüketiciler yaratmaktır. PAGEV olarak 3 Aralık 2019 tarihinde startını verdiğimiz “Plastiğin doğada yeri yok, hayatımızda yeri çok” adlı kampanyamızın şimdiden olumlu yansımalarını almaya başladık. Plastiklerle ilgili yanlış algıyı yıkmak için hayata geçirdiğimiz kampanyamız kapsamında hazırladığımız filmimiz izleyen herkesin “Plastikler gerçekten zararlı mı?”, “Çevreyi asıl kirleten ne/kim?”, “Geri dönüşüm konusunda ben ne yapıyorum?” gibi sorular sormasına yol açmayı başardı. Bu kadar kısa sürede geri dönüşüm konusunun daha çok konuşulur hale geldiğini görmek sevindirici
Kampanyamızın ilk yansımaları “fayda” için hayatımıza giren plastiklere karşı oluşan olumsuz ön yargının da kırılacağını gösteriyor. Zaman geçtikçe etki alanının çok daha genişleyeceğine ve pozitif sonuçlarını kısa sürede göreceğimize inanıyoruz.
Plastiklerin hayatımızda işi çok, doğada yeri yok
Altın kadar değerli olan plastik atıklara çöp gibi davranılması biz plastik sanayicilerini herkesten daha çok üzüyor. Zira o doğaya bırakılan malzemeleri geri dönüştürerek elde edilebilecekleri en iyi biz biliyoruz. Hiçbir plastik malzeme piknik alanlarına ya da denize atılsın diye üretilmiyor. O yüzden mutlaka tüketim alışkanlıklarımızı sorgulamalı ve dönüştürülebilir her ürünü mutlaka geri dönüşüm ekonomisine kazandırmalıyız.
“YURTDIŞINDAN GELEN POŞETLERİN ÖNÜNÜ KESTİK”
PAGEV Plastik Poşet Üreticileri Komitesi ile bugüne kadar sektörün yanında yer alıp sorunların giderilmesine yönelik birçok çalışma yaptık.
1 Ocak 2019 tarihinde yürürlüğe giren “Ücretli Poşet Uygulaması” ile ciddi bir yara alan plastik poşet üreticilerinin sorunlarının giderilmesi noktasında yoğun çalışmalar yürüttük. Özellikle bu süreçte geri dönüşüm ve farkındalık eğitimlerini ön plana almak yerine, tüketiciye ek maliyet çıkararak (25 kuruş) ücretli poşet uygulamasına gidilmesi ve sanayinin nasıl bir geçiş yapacağının düşünülmemesi ile ilgili haklı itirazlarımız oldu.
Büyük marketlerde alışveriş poşetlerinde yaşanan yüzde 70’lik düşüşün yanında, özellikle aynı dönemde başta İran olmak üzere dünyanın birçok ülkesinden ithal edilen dampingli poşetler, 20 bin kişinin çalıştığı ve 300 bin ton poşet üreten yerli poşet üretimini daha da güç bir duruma sokmuş, birçok firma kapanmış, diğer bir kısmı ise işçi çıkararak hayatta kalmaya çalışmıştı.
Başta İran menşeli olmak üzere ithal plastik alışveriş poşetlerinin ülkemizde birçok noktada satıldığı biliniyor. Hammadde maliyetinin de altında fiyatlarla yurt içinde piyasaya sürülen ithal poşetler yerli üreticilerin üretimlerini olumsuz etkiliyor. Bu durumun yurt içi üretim ve istihdama zarar vermesinin engellenmesi amacıyla plastik poşetlerle ilgili koruma tedbirleri alınmasının faydalı olacağını, Şubat ayında Ticaret Bakanlığı İthalat Genel Müdürlüğü ile paylaştık. Ardından konuyu Başkanlığını yaptığımız TOBB Plastik, Kauçuk ve Kompozit Sanayi Meclisine taşıdık ve oradan da koruma tedbirleri alınması yönünde bir karar çıkarttık.
Yine 31 Ağustos 2019 tarihinde İstanbul’da geniş katılımla gerçekleştirdiğimiz “Poşet Üreticileri Komitesi” toplantımıza davet ettiğimiz, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Ticaret Bakanlığı İthalat Genel Müdürlüğü bürokratlarına konunun detaylarını anlatıp, piyasaya giriş yapan ürünler ve giriş yöntemlerine ait tüm detayları paylaştık. Yaptığımız bu ısrarlı çalışmalar sonucunda 3 Eylül 2019 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan 2019/5 sayılı tebliğle istediğimiz koruma sağlanmış ve haksız rekabetin önüne geçilmiş oldu.
Bundan sonra, dünyanın herhangi bir ülkesinden yapılacak “Plastik Poşet İthalatlarında”, öncelikle Ticaret Bakanlığı’ndan Gözetim Belgesi alınması gerekecek. Gözetim Belgesi; ithalatçının ve malın fiyatının da bir tür ön kontrolden geçip onaylanmasını gerektirdiğinden ithalatları zorlaştırıyor. Tüm bu aşamaları geçen ithalatçılar için ise tüm vergileri belirlenen 3.200 ABD Doları/ton fiyatı üzerinden ödeme zorunluluğu getiriliyor. Böylece ithalatçı, yerli üreticiyle rekabet edemiyor. Gözetim Belgesi, adından da anlaşılacağı gibi ticaretin bir kontrol süzgecinden geçmesi anlamını taşıyor. Bu nedenle hem düşük fiyatlı poşetler, hem de çeşitli yollarla haksız rekabete yol açan ülkelerden gelen poşetlerin ülkemize girişini kısıtlıyor. Söz konusu tebliğ Ekim ayında uygulanmaya başlandı.
KAÇAKLA MÜCADELEDE ALINACAK YOL VAR!
Bu şekilde yasal yollarla dampingli fiyatlarla Türkiye’ye giren poşetlerin önü kesilmiş oldu. Ancak kaçak yollarla, özellikle İran’dan plastik poşeti girişi olduğuna dair sektör mensuplarımızdan duyumlar almaya devam ediyoruz. Konuyu hem Gümrükler Genel Müdürlüğüne ilettik hem de TOBB Plastik, Kauçuk, Kompozit Sanayi Meclisine taşıdık. Çözüm için kamu kurumlarımıza konuyu hassasiyetle takip etmesi yönündeki talebimizi ilettik. Sonuç alıncaya kadar kaçak poşetlerle mücadelemiz sürecek.