PLASTİKLER MUTFAK VE BAHÇELERİN VAZGEÇİLMEZİ OLDU

PAGEV Kongresinde 1,5 milyar dolarlık Ev ve Mutfak Plastikleri tartışıldı

Plastikler; çoğu zaman hiçbir dayanağı olmayan, bilimsellikten uzak ve haksız iddialarla karşı karşıya bırakılsalar da tüketiciler evlerinde ve mutfaklarında plastikten vazgeçmiyor. Dekorasyonda da plastiklerden üretilen mobilya ve aksesuarların popülaritesi hızla artıyor. Plastik ev ve mutfak eşyaları üretimi 2016 yılında 1,7 milyar dolar, plastik bahçe malzemeleri üretimi aynı yıl 338 milyon dolar oldu. Her iki ürünün dış ticaretinde net ihracatçı konumda olan Türkiye’de 2016 yılında plastik ev ve mutfak eşyaları iç pazar tüketimi 1,5 milyar dolar, plastik bahçe malzemeleri tüketimi ise 270 milyon dolar olarak gerçekleşti. Kolaylıkları, hafiflikleri ve uygun fiyatıyla hayatımızdaki yerlerini her geçen gün artıran “Ev Eşyaları ve Bahçe Mobilyalarında Plastikler” bu yıl PAGEV tarafından düzenlenen 12. Türk Plastik Endüstrisi Kongresi’nin ana gündemini oluşturdu. Önemli isimlerin yer aldığı kongrede sektördeki son gelişmeler ve trendler tartışıldı.

Mobilya tüketimindeki artış, günlük yaşamın ihtiyacını karşılamanın ötesinde refah düzeyindeki artışın da bir göstergesi kabul ediliyor. Bu nedenle gelir düzeyi ve yaşam koşullarındaki iyileşmeler plastik dâhil tüm ev gereçleri sektörünün gelişiminde en belirleyici unsurları oluşturuyor. Uygun fiyatları, ürün, renk ve tasarım çeşitliliği, kullanım kolaylığı ve hafiflikleriyle üretim ve kullanım oranı giderek artan plastikler bu alanda alternatiflerine kıyasla dikkat çekici oranlarda büyüme kaydediyor. Plastiklerin bu alandaki gelişiminden yola çıkan Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV), bu yıl 12.’sini düzenlediği ‘Türk Plastik Endüstrisi Kongresi’nde “Ev Eşyaları ve Bahçe Mobilyalarında Plastikleri” mercek altına aldı.

Hilton İstanbul Bomonti Otel’de gerçekleştirilen kongre kapsamında hayatımızı birçok açıdan kolaylaştıran ve önemli avantajlar sunan plastiklerin evlerimizdeki yerini daha iyi anlatabilmek, gerek ekonomik katkısı gerekse sağlık ile çevre boyutunu ortaya koyabilmek amacıyla tüketicilerin mutfaklarında ve mobilyalarında vazgeçemedikleri plastikler ele alındı.

Plastik ev gereçleri üretimi 2017 yılı sonunda 1,8 milyar dolara ulaşacak…

Türkiye’de plastik ev gereçleri (sofra ve mutfak eşyaları) üreten 655 firma bulunuyor. Bu firmaların 2016 yılındaki üretimi 1,7 milyar dolar olarak gerçekleşti. Üretimin 2017 yılı sonunda yüzde 8,5 artışla 1,8 milyar dolara yükselmesi bekleniyor.

Plastik ev gereçlerinin 2016 yılında 1 milyar 527 milyon dolar olan iç pazar tüketiminin 2017 sonunda yüzde 6,9 artışla 1 milyar 633 milyon dolara çıkması ön görülüyor.

Plastik ev gereçlerinde yerli üretim artışına paralel olarak ihracat da artış trendinde ilerliyor. 2016 yılında 347 milyon dolar olan ihracatın 2017 yılı sonunda yüzde 11,5 artarak 387 milyon dolara ulaşacağı tahmin ediliyor.

Çin etkisine rağmen bahçe mobilyalarında plastik üretimi artıyor…

Dünyada ve Türkiye’de dış mekân mobilyaları kategorisinde önde gelen alt katmanlardan biri olan plastik bahçe mobilyaları, Çin ile kategorize edilen Uzak Doğu menşeli ithalata karşı koymakta güçlük çekiyor. Haksız rekabetin baskısı altında gelişimini sürdürmeye çalışan plastik mobilya (bahçe mobilyaları ile plastik mobilya aksesuarları) üreticileri 2016 yılında 338 milyon dolarlık üretim gerçekleştirdi. Üretimin 2017 sonunda yüzde 8,6 artışla 367 milyon dolara yükselmesi bekleniyor.

Plastik mobilyaların 2016 yılında 270 milyon dolar olan iç pazar tüketimi ise 2017 sonunda yüzde 19,6 artışla 323 milyon dolara ulaşacak.

2016 yılında 79,3 milyon dolar olan ihracatın Çin’in de etkisiyle 2017 yılı sonunda yüzde 29 azalışla 56,3 milyon dolara gerileyeceği tahmini yapılıyor.

Sektörün geleceği tasarımda…

Türkiye ve yurtdışından uzmanların, sektör temsilcilerinin ve akademisyenlerin bir araya geldiği kongrede; Türk plastik ev eşyaları ve bahçe mobilyalarının dünya ticaretinde konumu, global trendler, markalaşma yolunda tasarım trendleri, mobilya sektöründe cam takviyeli malzemeler, sektörde Kaizen felsefesi gibi daha birçok konu uzmanları tarafından detaylı olarak masaya yatırıldı. Kongreye; Şişecam, ENGEL Türkiye, Globrand Danışmanlık, ThingTrax UK, Yalın Üretim ve Yönetim, Jacob de Baan Tasarım ve İstanbul Ceoncept Gallery gibi firmaların uzmanları konuşmacı olarak katıldı.

Türk Plastik Endüstrisi Kongresi’nde ayrıca “İhracatta Kârlılığı Nasıl Artırırız?” özelinde bir de panel düzenlendi. Panelin moderatörlüğünü Ev ve Mutfak Eşyaları Sanayicileri ve İhracatçıları Derneği (EVSİD) Başkanı ve Lüks Plastik Genel Müdürü Burak Önder üstlenirken; Arzum Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kolbaşı, Porland Porselen Koordinatörü İsmail Taşkın, Arçelik Malzeme Teknolojileri Bölümü Ar-Ge Takım Lider Yusuf Yusufoğlu, Işılplast Satış Müdürü Ali Kemal Erden ve Yaratıcı Yönetmen Orhan Irmak konuşmacı olarak katıldı.

Açılışta kongre hakkında bilgiler paylaşan PAGEV Y.K. Üyesi ve Kongre Komite Başkanı Burak Önder, “PAGEV olarak bu yıl 12.’sini düzenlediğimiz Türk Plastik Endüstrisi Kongremizde plastiklerin evlerimizdeki yerini daha iyi anlatabilmek amacıyla ev, mutfak ve bahçe plastiklerini ele aldık. Sektör üretim, ihracat ve tüketim miktarlarıyla ciddi bir yükseliş ivmesine sahip ancak yüksek katma değerli ürünler sektörümüzü zorluyor. Bu sorunu pazar çeşitliliğimizi artırarak, markalaşarak ve tasarıma önem vererek aşacağımızı düşünüyoruz. Kongremizde de hem Türkiye hem de dünyadan uzmanlarla üretimimizi, ihracatımızı ve kârlılığımızı artırmanın yollarını arayacağız” dedi.

Türk Plastik Endüstrisi Kongresi’nde konuşan PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu ise, “Her yıl birbirinden önemli konuları ele aldığımız Türk Plastik Endüstrisi Kongremizin bu yıl 12.’sinde yine birlik ve beraberlik içerisinde olmaktan dolayı çok mutluyuz. PAGEV olarak sektörün gelişimine, büyümesine katkı sağlamak ve sorunlarına çözüm bulmak amacıyla yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Bildiğiniz gibi tanıtım grupları, İran sorunu, birliklerin bölünmesine ve daha birçok konuda verdiğimiz mücadelelerde haklılığımızı kanıtladık ve sorunları ortadan kaldırdık. Son olarak yaklaşık bir aydır kaldırılması üzerine yoğun uğraşlar verdiğimiz ordino bedelinin kaldırılması için çalıştık ve sonunda Gümrük ve Ticaret Bakanlığımız, tüm gümrüklere gönderdiği resmi yazıyla bazı gümrüklerde uygulamada Ordino belgesi istendiğini kabul ederken bundan sonra kesinlikle istenemeyeceğini, malların konşimento sahibine, ordino belgesi olmadan teslim edileceğini açıkladı. Böylece firmalarımız ve ülkemiz dış ticareti üzerindeki 700 milyon TL’ye varan bir yük kaldırıldı. Ancak firmalarımızdan aldığımız şikâyetlerde bazı acentelerin Bakanlık yazısına rağmen yeni yöntemlerle ordino belgesi istediklerini duyuyoruz. Acenteler “Ordino” kelimesi yerine teslim evrağı, yük teslim talimat formu vb. yeni isimlerle bu bedeli almaya devam etmeye çalışıyorlar. Ayrıca malların gümrük işlemleri, kanuna uygun bir biçimde ordinosuz olarak tamamlansa dahi limandaki gümrük ambarı üzerinden tekrar ordino belgesi istiyorlar. Bu belge bedeli acenteye ödenmeden firmalarımızın mallarının ambardan çıkışına müsaade etmiyorlar. Bu şekilde yapılan işlemle ilgili gerek acente gerekse buna alet olan limandaki gümrük ambarları kanun dışı bir uygulamaya imza atıyorlar. Bakanlığın resmi yazısından ve firmalarımızın tepkisinden sonra bu süreci devam ettirmeleri artık mümkün değildir. Firmalarımız kanun dışı bir şekilde hala ordino bedeli talep eden acentelere ödemeyi ihtirazi (çekinceli) kayıtla yapmalıdır. Bu şekilde hukuki haklarını korurken, diğer yandan geriye dönük ödedikleri bedeli alma imkânları olacaktır” dedi.

Bakanlığın ordino belgesini resmen kaldıran yazısına rağmen ihracatçının yanında olması gereken bazı dernek ve birliklerin, “kalkmadı, hayırlı olmadı” şeklinde açıklamalarının neye ve kime hizmet ettiğini anlayamadıklarını söyleyen Eroğlu, önceliğin ülke ve ihracatçıların olması gerektiği düşüncesiyle tüm paydaşları bir kez daha olumlu katkı yapmaya çağırdı.

Başbakan Yardımcısı Sayın Recep Akdağ’ın ordino konusunda “Bu parayı kim alıyor nasıl alıyor birkaç kişinin canını biraz yakarsak herhalde bunu da çözeriz” açıklamasını hatırlatan Yavuz Eroğlu: “Nakliyecisi, ihracatçısı ve sanayicisi ile biz ekonominin bir parçasıyız. Bu işi cezaya varmadan Bakanlığın ordinoyu kaldıran yazısına uygun bir şekilde ve iyi niyetle çözülmesini umut ediyorum” diye konuştu.

Yavuz Eroğlu açıklamalarına şu sözlerle son verdi: “Dünya Bankasının yeni yayınladığı araştırma Türk sanayisine gümrüklerde OECD ülkelerinden 6 kat fazla evrak bedeli yüklendiğini ortaya koyuyor. Bu bedelin ana sebeplerinden biri de limanlarla bağlantılı lojistik işlerinde tekelleşmeye varan yapılanmalardır. Türkiye bu sorunu bir an evvel çözmelidir. Nitekim “Ordino Bedeli” pandoranın kutusudur. Şu an oluşturduğumuz kamuoyu baskısı ve Bakanlığımızın resmi yazısı ile diğer konuların da yakın zamanda çözüm yoluna gireceğine inanıyoruz. Biz de firmalarımız üzerindeki gümrüklerle ilgili diğer lojistikle bağlantılı yükleri kaldırmak için başta TOBB, TİM olmak üzere STK’larımız ve Bakanlıklarımız ile çalışmaya devam edeceğiz.”

Etiketler

Sayfa başına dön