Plastik İşleme Makinaları Sektörü Destek Bekliyor
Bakan Faruk Özlü plastik makine sektörü temsilcileri ile buluştu
Yerli plastik işleme makineleri üretimi, plastik sektörünün hızına yetişemiyor. Sektöre yönelik bir stratejisinin bulunmaması, yerli üreticinin yeterince korunmaması ve plastik mamul üreticilerinin rekabet üstünlüğü sağlamak için ucuz ve ikinci el makine ithalatını tercih etmeleri Türkiye’de plastik işleme makineleri üretiminin potansiyelin altında kalmasına neden oluyor.Türk plastik endüstrisinin nabzını tutan PAGEV, T.C. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü’nün katılımıyla “Plastik Teknolojileri, Makine ve Ürünleri Çalıştayı”nda sektör firmalarını bir araya getirdi. Çalıştayda firmaların sorunları, talepleri, sektörün ilerlemesi ve gelişimi için çözüm önerileri masaya yatırıldı.
2015 yılındaki 8,6 milyon tonluk üretim kapasitesiyle dünyada altıncı, Avrupa’da ise ikinci sırada bulunan Türk plastik endüstrisinin büyümesine katkı sağlamak amacıyla çalışmalar yürüten Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV),sektörün gelişimine engel olan sorunların çözümüne yoğunlaştı. Sektörün üretim hızına yetişemeyen plastik işleme makineleri endüstrisini mercek altına alan PAGEV, T.C. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü’nün katılımıyla “Plastik Teknolojileri, Makine ve Ürünleri Çalıştayı”nda sektör firmalarını buluşturdu. Bakan Özlü firmaların sorunları ve taleplerini dinledi. Çalıştayda ayrıca sektörün ilerlemesi ve gelişimi için çözüm önerileri masaya yatırıldı.
Plastik işleme makineleri sektörü 2016 yılı sonunda 448 milyon dolar üretim hedefliyor
Türkiye’de plastik işleme makineleri ile aksam ve parçalarını imal eden 600’e yakın firma bulunuyor. 2015 yılında plastik işleme makineleri ile aksam ve parçaları sektöründe 394 milyon dolar üretim, 577 milyon dolar ithalat, 131 milyon dolar ihracat yapıldı. 2015 yılı sonunda iç pazar satışları ise 839 milyon dolar oldu. Sektör aynı yıl 446 milyon dolar dış ticaret açığı verdi.
Plastik işleme makineleri ithalatında ilk 3 sırayı Çin, Almanya ve İtalya alıyor. Rusya Federasyonu, İran ve Almanya ise Türkiye’nin en çok plastik işleme makineleri ve aksam ve parçaları ihraç ettiği ülkeler oldu.
Plastik sektörü 2003 - 2015 yılları arasında 8 milyar 140 milyon dolarlık makine ve teçhizat yatırımı yaparken bu rakamın yüzde 78’ini ithal makinalarla karşıladı. Söz konusu dönemde plastik işleme makinalarında yıllık ortalama artış hızı; üretimde yüzde 18, ithalatta yüzde 7, ihracatta yüzde 16, yurtiçi satışlarda ise yüzde 9 oldu.
Plastik işleme makinaları sektöründe 2003 yılında 53 milyon dolar olan üretim 2015 yılında 394 milyon dolara ulaştı. İthalat 257 milyon dolardan 577 milyon dolara, ihracat ise 22 milyon dolardan 131 milyon dolar çıkarken 288 milyon dolar olan yurtiçi satışlar 839 milyon dolara yükseldi.
2016 yılı sonunda üretimin 448 milyon dolar, ihracatın 147 milyon dolar, plastik sektörünün makine teçhizat yatırımının 861 milyon dolara ulaşması bekleniyor.2016 sonunda ithalatın ise 560 milyon dolara gerileyeceği öngörülüyor.
Plastik işleme makinaları sektör sorunlarınla mücadelesini sürdürüyor
Makine imalat sanayiindeki genel sorunlar, plastik işleme makineleri için de geçerli. Bu genel sıkıntılara ek olarak, plastik işleme makineleri sektörüne yönelik bir devlet stratejisinin bulunmaması, yerli üreticinin yeterince korunmaması ve plastik mamul üreticilerinin rekabet üstünlüğü sağlamak için ucuz ve ikinci el makine ithalatını tercih etmeleri, Türkiye’de plastik işleme makineleri sektöründe üretimin potansiyelinin altında gelişmesine neden oluyor.
Türkiye, plastik işleme makineleri ve aksam ve parçaları talebinin yüzde 70 – 80’ini ithalatla karşılayan, bu mamullerde net ithalatçı konumunda bulunan ve gelişmiş batı ülkelerine kıyasla düşük ihraç fiyatları ile yeterli katma değer sağlayamayan bir ülke konumunda. Bu durum, Türkiye’nin katma değeri daha yüksek makineler ithal ettiğini ve buna karşılı katma değeri düşük makineleri üreterek ihracat yaptığını gösteriyor. Ayrıca plastik işleme makineleri dış ticaretinde daima dış ticaret açığı veriyor.
Plastik sektörü hızla büyürken plastik işleme makineleri üretimi bu hıza paralel olarak gelişemiyor. Sektör başta Çin olmak üzere ucuz makine üretici ülkelerden yapılan ithalat karşısında haksız rekabet ile mücadele ediyor.
Türkiye plastik işleme makinaları sektöründe karşılaşılan en önemli sorunları şunlar;
- Sektörün belirli bir vizyonu yok.
- Firmalar arası yatay ve dikey rekabet öncesi işbirliği mevcut değil.
- Sektörde AR – GE, ÜRGE, endüstriyel tasarım ve ürün geliştirme konularında çalışmalar yetersiz.
- Sektörde patent, tescilli marka yatırımları yapılmamakta veya yeterli değil.
- Sektörün uluslar arası teknik mevzuata uyumu yetersiz.
- Sektördeki firmaların özkaynakları ve işletme sermayeleri yetersiz.
- Enerji maliyetleri yüksek.
- Sektörün pazarlama ve müşteri ilişkileri yönetimi konularında gelişime ihtiyacı var.
- Plastik işleme makineleri ile bunların aksam ve parçaları sektöründeki gelişmeler, büyük ölçüde plastik sektörünün büyümesine ve yatırım eğilimlerine paralel bir seyir izlemesine rağmen sektör özellikle Çin ve Uzak Doğu ülkelerinden yapılan ucuz ithalat baskısı altında kalıyor. Artan talebin paylaşılmasında ithalat daha çok pay alıyor.
- Türkiye, plastik işleme makineleri ile bunların aksam ve parçaları dış ticaretinde net ithalatçı ülke konumunda ve katma değeri nisbi olarak daha düşük makineler ihraç ederken, pahalı makineleri ithal ediyor.
Plastik makine sektörünü güçlendirecek adımlar atılmalı
Plastik işleme makinalarının da dahil olduğu makina imalat sanayi, sanayi sektörleri içinde yatırım malı üreten temel sektör konumunda ve imalat sanayi içinde özel ve önemli bir yeri var. Makina ekipman ve yedek parçalarının imal edildiği, “mühendislik sanayileri” denilen alt sektörlerin tamamını kapsıyor. Mühendislik ve araştırmanın yoğun ve vazgeçilmez olduğu makina sektörünün ekonomide üstlendiği lokomotif rolün önemi şu şekilde özetlenebilir;
- İmalat sanayinin hemen bütün sektörlerine girdi sağlaması,
- Sektörlerin itici gücü olması,
- İmalat sanayinin gelişmesiyle iç içelik sağlaması,
- Mühendislik disiplininin harekete geçirilmesi ve
- Yeni ihtiyaç ve taleplere göre gelişme hızının ve üretim kompozisyonlarının belirlenmesi.
Makine imalat sanayi için hazırlanan Strateji Belgesi’nde makine imalat sanayinin vizyonu; Türkiye’nin makina sektöründe teknoloji üretim üssü olmak. Bu vizyona erişmekteki temel amaç ise makina sektörünün geliştirilmesi ve yüksek teknolojili ürünlerin imal edilmesinin sağlanmasıdır.
Makine imalat sanayinin temel amaca ulaşabilmesi için temel hedefleri;
- “Katma Değeri” ve “Marka Değeri” yüksek makina sanayine dönüşümü sağlayacı hukuki düzenlemeleri ve yapısal tedbirleri hayata geçirmek.
- Yurtiçi ve yurtdışında sürdürülebilir büyümeyi ve ölçek ekonomisinin avantajlarını yakalamak amacıyla sektöre yönelik sağlıklı finansal çözümler sağlamak.
- Sürdürülebilir, yetkinliğini kazanmış, yüksek performansa sahip, teknoloji odaklı, öğrenmeye ve değişime açık her düzeyde insan kaynağı sağlamak.
Türk Makina Sektörünün kalite, güven ve teknoloji unsurlarını ön plana çıkaran, yurt içinde ve dışında etkin bir tanıtım yapmak ve ihracatı arttırmak. - Global düzeyde rekabet edebilen, katma değerleri yüksek ürünler üretebilmek için AR-GE ve inovasyon yapmak.
Türkiye’nin plastik ihracatında ilk 10’da bulunan ihracat pazarlarının, dünya plastik işleme makineleri toplam ithalatı içinde yüzde 15 payı olduğu görülüyor. Türkiye’nin plastik işleme makineleri ihracatını arttırması için dünya plastik işleme makineleri ithalatından yüzde 85 pay alan diğer ülkelere yönelik tanıtım faaliyetlerine ağırlık vermeli. Ayrıca ucuz ve yetişmiş insan gücü ile makine üretimindeki deneyim avantajını kullanarak global makine üreticilerinin ülkede yatırım yapması için özel bir teşvik altyapısı kurulması gerekiyor.
Türkiye’de ana makine üretimi yerine bu makinelerin aksam ve parçalarının istenilen kalite düzeyinde üretilerek sektörümüzün küresel oyuncuların parça tedarik sistemine girmeleri ve Türkiye’nin plastik işleme makineleri aksam ve parçalarında üretim ve ihracat üssü haline getirilmesi izlenebilecek önemli stratejilerden biri olarak değerlendirilmelidir.
Tüm Avrupa ülkelerinde faaliyet gösteren plastik işleme makinaları üretici sayısı 3 bin – 3 bin 500 civarında. Türkiye’de ise 600 civarında makine üreticisinin bulunuyor. Bu durum firma başına ciro ve karlılığın düşük seviyede seyretmesine neden oluyor. Bu gün katma değer sağlayan makinelerin üretimi çok büyük AR – GE harcamaları gerektiriyor. Tümü KOBİ düzeyinde bulunan çok sayıda yerli makine üreticilerinin bu ölçeklerde AR - GE harcamaları yaparak teknolojik düzeye erişmeleri mevcut finansal güçlerinin yetersizliği nedeni ile zor görünüyor. Ancak PAGEV bu soruna bir çözüm buldu ve sektörün ilk Plastik Mükemmeliyet Merkezi’ni kurmak için çalışmalara başladı. T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile birlikte PAGEV Plastik Mükemmeliyet Merkezi projesi için imzalar atıldı. PAGEV Plastik Mükemmeliyet Merkezi, Türkiye’nin milli projelerinin temelini oluşturacak endüstriyel beceri ve yeteneklerin geliştirilmesini sağlayarak özelde plastik sektörünün, genelde Türkiye ekonomisinin gücüne güç katacak. Stratejik iş birliğiyle kurulacak merkezdeki izlenebilir hedefleri olan, bilimsel nitelikli, ticarileşme potansiyeli yüksek araştırmalar ile plastik sektörünün daha hızlı büyümesi planlanıyor. Ayrıca Türk plastik sektöründe bir ilk olma özelliği taşıyan merkez ile yüksek teknoloji gerektiren ürünlerin üretimi sağlanacak.
Türk plastik işleme makineleri sektörünün katma değeri daha büyük makineler üretip ihraç edebilmesi için temel stratejiler, Makine Sektörü İhracat Strateji Belgesinde de tarif ediliyor. Sektörün genel amacı; makina sektörünün geliştirilmesi ve yüksek teknolojili ürünlerin imal edilmesinin sağlanması olmalıdır.
Bu genel amaca erişebilmek adına kamu otoritelerince ve sektörce benimsenmesi gereken başlıca hedefler kısaca toparlanacak olursa;
- “Katma Değeri” ve “Marka Değeri” yüksek makina sanayine dönüşümü sağlayıcı hertürlü düzenlemelerin ve yapısal tedbirlerin hayata geçirilmesi,
- Yurtiçi ve yurtdışında sürdürülebilir büyümeyi ve ölçek ekonomisinin avantajlarını yakalamak amacıyla sektöre yönelik sağlıklı finansal çözümlerin sağlanması,
- Sürdürülebilir, yetkinliğini kazanmış, yüksek performansa sahip, teknoloji odaklı, öğrenmeye ve değişime açık her düzeyde insan kaynağının sağlanması,
- Türkiye plastik işleme makinaları sektörünün kalite, güven ve teknoloji unsurlarının ön plana çıkarılması ve yurt içinde ve yurt dışında etkin bir şekilde tanıtımının yapılarak ihracatın arttırılması,
- Global düzeyde rekabet edebilen, katma değerleri yüksek makinaların üretilmesini sağlamak için gerekli AR-GE ve inovasyonun yapılması, sektöre yönelik AR-GE, ÜR-GE ve innovasyon desteklerinin arttırılması,
- Yabancı sermaye yatırımlarının çekilerek, sektörün geleneksel makine üretim yapısından katma değeri daha yüksek makineleri üreten bir yapıya ulaştırılması
- Sektörde global pazarlarda marka yaratacak daha büyük ölçekli enjeksiyon ve ekstrüzyon makine üreticilerinin yaratılması, diğer firmaların ise bu firmalara ve global makine üreticilerine aksam ve parça üreten yan sanayi firmaları olarak organize edilmesi,
- Sektörün verimliliğini yükseltmek ve sinerji sağlamak için kümelenme faaliyetlerinin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması,
- Sektörün eğitimli ara eleman ihtiyacını karşılayacak ölçüde eğitim alt yapısının oluşturulması,
- Kayıtdışı üretimin ve haksız rekabetin önlenmesi,
- Tanıtım ve pazarlama amacıyla potansiyel dış pazarlarda ofislerin açılması, road show ve bileteral toplantıların organize edilmesi.
- Uzun vadeli ihracat satışlarında ihracatçıya kur ve vade garantisinin getirilmesi,
- AB standartlarını sağlamayan makinelerin Türkiye’ye girmesinin engellenmesi,
- Piyasa gözetimi ve denetimi faaliyetlerinin yeterli düzeye çıkarılması, standardizasyon kontrollerinin tavizsiz gerçekleştirilmesi sağlanması.
Tüm bu hedefler gerçekleştirildiğinde Türkiye plastik sanayinin başarılı ilerleyişi yerli makine yatırımları ile daha da kuvvetlenecek ve dünya piyasalarındaki rekabet gücü artacak.
Dünya Plastik İşleme Makinaları Sektörü
2015 yılında dünya plastik işleme makinaları ile aksam ve parçaları toplam üretimi 74 milyar dolar, toplam dış ticaret hacmi ise 54 milyar dolar olarak gerçekleşti.
Dünya plastik işleme makinaları toplam ihracatında en büyük rolü üstlenen 3 ülke sırasıyla; Almanya, Çin ve İtalya.Bu ülkeler toplam ihracatın yüzde 44’ünü gerçekleştirirken Türkiye toplam dünya ihracatından yüzde 1’in altında pay alıyor.
İthalatta ise Çin, ABD ve Almanya en büyük ithalatçı 3 ülke olurken bu 3 ülkenin toplam dünya ithalatından aldıkları pay yüzde 30 civarında. Türkiye isebu ithalattan yüzde 2 pay alıyor.
Dünya toplam plastik işleme makinaları dış ticaret hacminin yüzde 30’unu presler ve diğer makinalar, yüzde 26’sını aksam ve parçalar, yüzde 24’ünü enjeksiyon, yüzde 11’ini ekstrüder, yüzde 6’sını şişirme yüzde 3’ünü de termoform makinaları oluşturuyor.
Küresel plastik endüstrisi oyuncularının 2015 yılında makine ve teçhizat yatırımı ayırdıkları bütçe ise 73 milyar dolar oldu. Bu yatırımlarınyüzde 39’u aksam ve parçalar, yüzde 27’si presler ve diğer makinalar, yüzde 18’ienjeksiyon makinaları, yüzde 8’iekstrüzyon, yüzde 5’i şişirme, yüzde 3’ü isetermoform makinaları oldu.
Abdullah Karabulut, Ekin Makine
Abdullah Karabulut, plastik enjeksiyon makinesi üreticisi olduklarını söyleyerek fuarda bir çok makine olduğunu ve makinelerin‘Türk Malı’menşeli görünmesine rağmen bir vidasının dahi Türkiye’de üretilmediğini, Uzak Doğu’dan ithal edilen makinelerin baskısı altında ezildiklerini belirtti. Karabulut, “100-150 kadar firma olan sektörde yalnızca 2 yerli enjeksiyon makinesi üreticisi var. Bir tanesi yerli teknik destek veriyor. Bu sebeple ithalatta gözetim uygulanması yerli üreticiye çok büyük yarar sağlayacak” dedi.
Firma olarak30 ülkeye ihracat yaptıklarını belirten Abdullah Karabulut,makine işlemeye uygun sanayi alanlarının kurulması ve gerekirse faiz alınmadan uzun yıllar geri ödemeli bir sistemin oluşturulması durumunda toprağa değil teknolojiye yatırım yaparak üretimlerini artıracaklarını ifade etti.
Bir diğer sorunun da Türkiye’yi yurt dışında temsil ederken navlun ücretlerinin ve fuar stant bedellerinin yüksekliğine dikkat çeken Karabulut, “Özellikle Afrika ülkelerinde yer alan fuarlara yüksek fiyatlar nedeniylekatılamıyoruz. Navlun desteklerinin yüzde 80’e çıkarılması durumunda işlerimiz oldukça kolaylaşacak ve fuarlara daha geniş alanlarda katılarak ülkemizi daha iyi temsil edeceğiz. Bir de KOSGEB tarafından verilen yerli makine alımına yönelik destekten çok fayda gördük. Sektöre çok güzel hareket getirdi ancak makine teslim süresi için verilen 45 günün yeterli olmuyor. Bu sürenin uzatılmasını talep ediyoruz. Ayrıca ikinci el makine ithalatında da yerli üreticilerimiz sorunla karşılaşıyor. Özellikle AB’den ithal edilen teknolojisi geçmiş eski makineler sebebiyle yeni makine satamıyoruz.İkinci el makine ithalatında gözetim uygulanmalı ve belirli bir kıstas oluşturulmalı” diyerek sözlerine son verdi.
Aydın Akcan, NovomaMakine
Novoma olarak Çin Halk Cumhuriyeti’ne bir makine hattı üretimine geçtiklerini aktaran Aydın Akcan, “Çin gibi bir ülkeye makine satabilmek için 3 ana kriter gerekiyor. Bunlar;know how, satış sonrası servis ve kalite. Çinli üreticiler özellikle satış sonrası hizmet konusunda eksik ve Türk üreticiler bu alanda fark yaratabiliyor. Ancak bugüne kadar makine üreticilerine hep Ar-Ge tabanlı teşvikler verildi. Oysa satış sonrası servis ve kalite konusunda da teşviklere bağlanması faydalı olacaktır. Özellikle satış sonrası destek konusunda deneyimli danışmanlık hizmeti verebilecek yapıların oluşturulmasını talep ediyoruz” dedi.
Burç Angan, Hür-MakMakine
Yerli enjeksiyon makinesi üreticisi olduklarının altını çizen Burç Angan, “Makina ithalatımıza bakıldığında ağırlığın büyük oranda Uzak Doğu’dan katma değeri düşük ürünler. Otomotiv ve beyaz eşya gibi sektörler Türkiye’de ucuz makine kullanılması sebebiyle bu pazarı tercih etmiyor ve ürününü Avrupa’da üretiyor. Türkiye de bu sebeple katma değeri düşük plastik mamul üretiyor. Yerli makine üreticileri olarak koruma tedbirleri neticesinde daha ileri teknolojide üretim yapabiliriz” dedi.
Yerli üretici oldukları halde Türkiye’deki fuarlara katılmadıklarını ve yurt dışındaki fuarlara katılım gösterdiklerini söyleyen Angan, “Bunun sebebi yerli firmaların 500 dolar daha az olduğu için Uzakdoğu menşeli makine tercih ederek kendilerini sürekli daha ucuz ve daha düşük teknolojili ürün üretmeye itmesi. Oysa Avrupalılar daha yüksek teknolojili makine üretmeye teşvik ediyor. Türkiye olarak enjeksiyon makinesi üretiminde 5 yıl içerisinde İtalya’nın yerini alabiliriz ancak bunun için yeni destek ve teşvik paketlerine ihtiyacımız var. Plastik sektörünün 3 ana ithal girdisi içinde sadece yerli makine üretiminin stratejik sektör olarak belirlenerek destek görmesi halinde çok hızlı reaksiyon verebilir” diyerek sözlerini tamamladı.
Kasım Karataş, Karataş Makine
KOBİ’ler olarak üretim alanları bulmada sıkıntı yaşadıklarını ve konut projelerinde olduğu gibi KOBİ’lere yönelik olarak 10 sene vadeli ortalama 5 bin metrekarelik alanlarda fabrika alanları yapılmasını talep ettiklerini belirten Kasım Karataş,makine sektörü sayesinde plastik mamul sektörünün Avrupa’da ikinci olduğunu ve makine sektörünün gelişmesi durumunda Avrupa birinciliğinin elde edilebileceğini söyledi.
Hayrullah Yelkenci, Yelkenci Makine
Hayrullah Yelkenci, bugün Organize Sanayi Bölgeleri’nde 6 binmetrekarelik bir alanın yaklaşık 7 milyon Euro değerinde olduğunu, küçük ölçekli firmalar olarak bu rakamı karşılayacak imkanları olmadığını ve bu sebeple büyüyüp teknoloji üretemediklerini belirtti. Yelkenci, “Plastik sektörü olarak Çorlu Serbest Bölge bitişiğinde 2 bin 850 dönümlük bir arazimiz var. Bunu Organize Sanayi Bölgesi’ne çevirmek istediğimiz halde 20 senedir alanın sanayi alanı olarak isimlendirilmiyor. Sanayiciler İstanbul’dan dışarı çıkarılıyor ancak buna alternatif olarak Tekirdağ ya da Kırklareli gibi iller de sanayiyi istemiyor. Yer konusunda ortada kaldık” dedi.
İsmail Hakkı Hacıalioğlu, Kompozit Sanayicileri Derneği Genel Sekreteri
İsmail Hakkı Hacıalioğlu, kompozit sektörünün katma değeri yüksek ürün üretme kapasitesi olduğunu, gerekli olan cam elyaf ve karbon siyahının Türkiye’de üretildiğini ancak talebin yaratılması noktasında eksikler olduğunu belirtti. Kompozit sektörünün devlet tarafından oluşturulacak politikalarla desteklenmesi gerektiğinin altını çizen Hacıalioğlu, yerli malı tanımının değiştirilmesi sonrası bir çok yabancı yatırımcının rüzgarenerjisi alanında yatırım yaptığını ve bunun sektöre çok büyük fayda sağladığını söyledi.
Atilla Demir, Planer Mühendislik Isıtma Soğutma
Sektörün en çok nitelikli eleman bulma konusunda sıkıntı yaşadığına değinen Demir, Ar-Ge teşvikinin olduğunu ancak Ar-Ge çalışmasını yapacak nitelikli elemanı bulamadıklarını ilave etti.
Gökhan Yoldaş, Feydaş Makine
Geri dönüşüm için kırma makineleri ürettiklerini ve Adana’da Plastik İhtisas OSB kurma çalışmaları yaptıklarını anlatan Gökhan Yoldaş, Anadolu Bölgesi’ne destek alamadıkları için projelerini istenen seviyeye ulaştıramadıklarını söyledi. Ayrıca üniversitelerde plastik sektöründe çalışmaya hazır makine mühendisi bulamadıklarını, yetişmeleri için ise 5-6 yıl gerektiğini açıklayan Yoldaş, üniversitede verilen derslerin sektöre hazırlayacak nitelikte olması gerektiğini belirtti.
Lütfü Büyükkasap, Dikey Makine
Yerli makine üreticilerinin finansman konusunda da destek beklediklerini ifade eden Lütfü Büyükkasap, yurt dışına makina ihraç ederken kendilerindenyüzde 30-40 ön ödeme istendiğini ancak AB ya da Tayvanlı üreticileryüzde 0-10 ön ödeme ile çalıştıkları için bu firmalarla rekabet edemediklerini söyledi.
Erol Erensoy, Erensoy Makine
Erol Erensoy,pil ve servo motorların CE belgesi ve detayları sebebiyle ithalat sırasındaçok uzun süre bekletildiğini, bu konuda esnetme getirilmesini beklediklerini belirtti.
Emin Sarıkuş, Sarem Makine
Emin Sarıkuş, nitelikli eleman bulmada sıkıntı yaşamasalar bile bir süre sonra yetiştirdikleri elemanların kendilerinden ayrılarak firma kurduklarını vekendi Ar-Ge çalışmalarını alarak ürettikleri makinelerde fiyat düşürdüklerini belirtti. Bu doğrultuda var olan küçük firmaların yurt dışında Türkiye imajını zedelediğini anlatan Sarıkuş, “Küçük firmalar makineleri zamanında teslim edemedikleri için Türkler makineyi teslim edemez algısı oluşuyor. Teknoloji üretecek makine tesislerinin de bir kıstası olmalı. Gerekli donanım ve altyapıya sahip olmayan firmalar üretim yapmamalı” dedi.
A. Kadir Topuçar, Engel Enjeksiyon Makineleri
Engel olarak AB’de ürettikleri makineleri ithal ettiklerini belirten A. Kadir Topuçar, “Türkiye’de de yatırım yapmak istiyoruz ancak OSB mevzuatına nedeniyle arsaalamıyoruz. OSB mevzuatının sanayi tanımlı arsasında talaşlı üretim yapma zorunluluğu var. Oysa bizim yatırımımız içinde otomasyon, makinelerin yazılımı ve endüstri 4.0 ile ilgili laboratuvarlarbulunan yüksek teknolojili üretim tesisi olacak. Hatta bu ilk adımı atabilirsek ilerde talaşlı üretime de geçebiliriz. Bu doğrultuda OSB mevzuatındaki bu sorunu aşmak için destek bekliyoruz” dedi.
Ahmet Meriç, Enformak Makine
Ahmet Meriç, KOBİ’lere yönelik yeterli teşvikler olduğunu ancak KOBİ’lerin bu teşviklerden ya haberi olmadığını ya da prosedürleri görünce kaçtıklarını belirterek devlet kanalıyla görevlendirilmiş danışmanların teşvikler konusunda firmaları bilgilendirmesinin faydalı olacağını belirtti. Meriç, nitelikli eleman konusundaki sorunu çözmek için de uygulamalı eğitim alanında reforma ihtiyaç olduğunu, bu programların sanayi ile birlikte hazırlanmasının sektöre yarar sağlayacağını ifade etti.
Yavuz Eroğlu, PAGEV Başkanı
Yavuz Eroğlu, PAGEV Mükemmeliyet Merkezi’nde Bakanlık ile imzalanan protokol sonrası yapılan çalışmaları katılımcılarla paylaştı. Eroğlu, öncelikle yer konusunda PAGEV Küçükçekmece Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi bahçesindeki alan için Milli Eğitim Müdürlüğü’nden izin/onay alındığını, hâlihazırda belediye ile yürütülen işlemlerin bitirilme aşamasında olduğunu ifade etti. PAGEV PMM’nin finansmanı konusunda bir yandan yurt içi kaynaklar ile ilgili çalışmalar yapıldığının (Örneğin; Kalkınma Bakanlığı, ajanslar ve endüstri kuruluşları), diğer yandan da yurt dışından kaynak elde edebilmek için proje hazırlandığını aktaran Yavuz Eroğlu, “ Söz konusu proje AB tarafından yürütülen ve know how aktarımı imkânı sağlayacak Teaming projesi. PAGEV olarak bizim yürüttüğümüz bu proje plastik sanayinde Avrupa’da birinci sırada olan Almanya ile ortak yapılıyor ve Almanya’daki en önemli üniversiteler ve araştırma kuruluşlarıyer alıyor.” dedi.
Yurt dışında üretim yapan makinecilerin kendi ülkelerinin ihracat sigorta fonundan uzun vadeli kredilerini kullanarak satış yaptıklarını oysa Türkiye’de Eximbank’ın gerek bürokrasi hızı gerekse de uzun vadede kredi vermesi noktasında sıkıntılar olduğunu anlatan Eroğlu, yerli makine üreticilerinin rakip ülkelerle rekabet edebilmek için önlerine çıkan bu engel ile ilgili sürekli bildirim yaptıklarını belirtti.Ayrıca yerli makine alan Kobilere faizsiz kredi desteği teşviğinin uygulamasında özellikle yer malı belgesi alınması ile ilgili bazı aksaklıklar yaşandı ve bazı firmalarımız bu teşvikten yeteri kadar faydalanamadı. Bu çok faydalı gördüğümüz teşviğin tekrarlanmasını arzu ediyoruz.
Nitelikli ara eleman temini, Uzakdoğu’dan ithal edilen düşük kalite ve fiyatlardaki makine/ekipmanlar,teşvikler, iç pazardaki yerli makine kullanımına yönelik yetersiz ilgi, sektörün fiziksel yer sorunu, haksız rekabet, uzun vadeli alıcı kredilerine ulaşmaktaki güçlük, genel sermaye yetersizliği gibi birçok konuda sektörün gelişmeye açık yönü olduğunun altını çizen Yavuz Eroğlu, “Türkiye plastik mamul üretiminde dünyadaaltıncı, Avrupa’da ikinciolmasına rağmen kullandığı makine/ekipmanın yüzde 80’ini ithal etmektedir. Liderliğe oynayan bir Türkiye muhakkak kendi makine ve ekipmanını da üretebilecek bir yetkinliğe ulaşmalıdır. Bunun için makine sektörüne her türlü desteğin verilmesi önemli olduğu gibi sektörün önündeki engellerinde kaldırılması gerekmektedir” dedi.
Eroğlu, PAGEV okulları, PAGEVPlastik Mükemmeliyet Merkezi, PAGEV VOC Test- Mesleki Yeterlik Kurumu Belgelendirme Merkezimiz ile sektörün hizmetinde olmaya devam edeceklerini ve sorunlarının çözümü içinde aktif rol üstleneceklerini söyledi.
Faruk Özlü, T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı
Bakan Faruk Özlü, ilk olarak göreve geldiği tarihten itibaren 30 il gezdiklerini ve sanayicilerle bir araya geldiklerini belirterek sorunların temelde aynı olduğunu ve Bakanlık olarak üzerinde çalıştıklarını belirtti. KOSGEB desteklerinin devam edeceğini, 2017 yılı bütçesini oluşturduklarını ve 1,1 milyar TL’lik bir destek verileceğini, ayrıca yerli makine hususunda hazırlanan teşvikin de devam ettirileceğini belirten Özlü, “Geçtiğimiz günlerde düzenlenen Ekonomi Koordinasyon Kurulu toplantısında bazı konular üzerinde detaylı çalıştık. Özellikle piyasalarda yaşanan nakit sıkıntısını çözmek amacıyla bir takım iyileştirmeler olacak. Ar-Ge yapan firmaların ürünlerini ticarileştirme noktasında başta TÜBİTAK olmak üzere Bakanlığa bağlı kuruluşları incelemeye aldık. Önümüzdeki dönemde bu konuyla alakalı yeni destek mekanizmaları oluşturacağız.Anahtar teslim fabrika konusunda da bu destek konusunda çalışmalarda çok yol kat ettik. 200 milyon TL’lik bir bütçe oluşturduk. Kalkınma Bakanlığı tarafından hazırlanan Doğu’da yer alan 23 ili kapsayan Cazibe Merkezleri Programı ile 10 bin metrekareye kadar fabrikalar yapılacak. Bu program kapsamında firma projesi ile birlikte Bakanlığa başvuracak ve projeye istinaden nakit para alacak” dedi.
Özlü, Sanayi Bölgeleri ile ilgili parsellerin çok ciddi soru olduğunu ancak Üretim Reform Paketi’nde bu konu üzerinde de çalıştıklarını, sanayi yerleşimi sorununu devletin çözdüğü, sanayiciye satmayıp uzun yıllar kullanım hakkı verdiği sistemlerin getirilmesi için uğraştıklarını belirtti. Ayrıca Bakan Faruk Özlü, “Nitelikli personel konusunda hemen hemen tüm sektörler sorun yaşıyor. Bu sorunu çözüme kavuşturmak için konuyla ilgili Bakanlıkta bir Daire Başkanlığı kuracağız. YÖK, Üniversiteler ve Milli Eğitim Bakanlığı’na girdi tedarik edeceğiz. Finansman ile teminat mektubu konusunda da Sayın Mehmet Şimşek bir çalışma yürütüyor. Türkiye, bölgesinde en fazla teşvik hazırlayan ülke… Ancak bunun kullanımı noktasında eksiklikler var. Bu eksiklikleri de sanayicilerle olan toplantılar ve geri bildirimlerle aşacağımıza inanıyoruz.Nitekim göreve geldiğim günden yana PAGEV ile 3 kez biraraya geldik . Sektörü yakından takip ediyor ve gelişimine önem veriyoruz” diyerek sözlerini bitirdi.