Gümrük Müşavirlerinin Ordino Bedeli Kalkışındaki Rolü ve Müşavir Olarak Dış Ticaretimize Katkıları
PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu, ordino ve gümrük müşavirleri hakkındaki düşüncelerini Gümrük TV’ye açıkladı. PAGEV Başkanı Yavuz Eroğlu ile gerçekleştirilen röportajı keyifle izleyebilirsiniz.
-Dış ticaret erbabı oldukça uzun dönemlerden beri ordino bedeli ödemeleri yapıyor. Bu konuda PAGEV'i harekete geçiren spesifik bir olay mı var? Neden son dönemlerde ordino ile ilgili bu kadar şikayet oldu?
Öncelikle şunu söylemek lazım. Bu konuda bize ilk gelen şikayetler firmalar üzerinden geldi. Aynı zamanda da firmalarımızın gümrük müşavirleri bu konuyu takip ediyor. Özellikle sektörümüzdeki firmaların gümrük müşavirleri PAGEV'e 'Bu konuda çözüm üretir misiniz? Böyle bir sorunumuz var.' dediler. Burada bana sorulan sorudan şunu anlıyorum. Türkiye'de bir sürü Sivil Toplum Kuruluşu var neden başkaları değil de PAGEV bunu üstlendi? Biz şuna baktık. Biliyorsunuz 1998 yılında mevzuat değişikliği var. 2000'li yıllardan beri aslında bu konu gündemde. Bir çok insan bu konuda bir şeyler yapmaya çalışmış. 'Ordino bedeli yanlıştır, bunu kaldıralım.' diyerek bunun hatalı olduğunu görmüş olmaması gerektiğini görmüş. Ve çabalar yapılmış. Münferit çabalar var. Bazı kurumların çabaları var. Ama bunların hepsi bir sonuca gitmemiş. Dediğiniz doğru o anlamda sonuca gitmemiş bir konu var. Şimdi firmalarımız bize böyle bir konu ile geldi. Biz önce şuna bakarız. Bunu bir veriye dökelim. Bunun sağlamasını yapalım. Böyle bir şikayet var. Bu şikayet ne kadar etkiliyor işlerimizi buna baktık. Bunun üzerine çalışma yaptık. O sırada da biliyorsunuz OECD'nin dünyada ülkelerin 'İş Yapabilirlik Raporu' yayınlanmıştı. Rapora baktık, raporda çok ilginç bir veri var. Bakıyorsunuz raporda gümrüklerdeki evrak masraflarını kıyaslamışlar. Bu kıyaslamada Türkiye OECD ülkeleri arasında, OECD kimdir? En zengin ülkeler. Ortalaması GSMH, Türkiye'nin 4 katı. Bakıyorsunuz gümrüklerde ödenen evrak bedeli kaç çıkıyor? Türkiye o ülkelerin 6 katı bedel ödüyor. Firmalarımızın, onların gümrük müşavirlerini etkileyen ciddi bir konu. Şunun için ciddi bir konu. Birincisi; Türkiye'de ithalat yapıyorsanız bu sizin için bir maliyet. İkincisi; Türkiye'de ihracat yapıyorsanız ihracatımız da ithalata dayalı olduğu için ciddi bir maliyet. Eğer Türkiye'de tüketici iseniz bu bitmiş fiyat size yansıyor. Size yansıdığı için bir maliyet. Biz Türkiye olarak, ihracatçı bir ülke olmak istiyoruz. Dövize ihtiyacımız var. Dış ticaret açığımız var. Dolayısıyla ihracatı arttıracak bizim daha çok ihracat yapmamızı sağlayacak her şey fayda. Bu konuda yapılan vizyon artı değerler. Bir yanda da engellerin kaldırılması gerekiyor. Biz bu OECD raporunu görünce burada çok ciddi bir sorun olduğunu görüyoruz. Ülkede ekonomik anlamda da üretim anlamında da bizi etkileyen konunun bir parçası gelmiş bize. Bir parçası diyorum çünkü OECD raporları sadece bundan ibaret değil ama burada bize gelen o şikayetin önemli olduğunu gördük. Bizim de PAGEV olarak genel misyonumuzda deriz ki; bizim müşterimizi etkiliyorsa, artı firmalarımızı etkiliyorsa, hele bir de bu tüm Türkiye'yi etkiliyorsa, ihracatçımızı etkiliyorsa, şairini dediği bir söz var; eğer biri var mı diye sorulduğunda sağına ve soluna bakmadan ben varım diyecek insanlar lazım. Türkiye'ye böyle insanlar lazım. Şanslıyız böyle bir yönetim kurulumuz var. Burada bir sorun var. O zaman sağımıza solumuza bakıp 2000 yılından beri niye bu sorun çözülmemiş niye kurumlar buna çözüm üretememiş, iyi niyetle yapılan çalışmalarla uğraşılmamış, biz uğraşacağımıza başkası uğraşsın diyemezdik. Demedik de. Nitekim bizim bu işe el atmamız sebebi budur. Çünkü ülkemiz için önemli bir konu. Firmalarımız için önemli bir sorun olarak gördük. Bu konuda gerekli çalışmaları yaptık. Kısaca onlardan da bahsedeyim isterseniz. Daha önceki çalışmaların niye neticeye ulaşmadığına baktık. Çok haklı bir durum var ortada. Herkes bunun çok yanlış olduğunu görmüş. Ama bu yanlışlıktan sonuç alınamamış. Gördüğümüz olayların daha çok münferit, kamuoyuna yansımamış, kamuoyu oluşturulmamış çabalar. İyi niyetli çalışmalar ama kamuoyu yok. Biz dedik ki bunun öncelikle bilgilendirilmesi lazım. Birinci sırada Bakanlıklarımız, ikinci sırada Sivil Toplum Kuruluşlarımız bütün bunların hepsine bilgilendirici yazılar attık. Kendilerinden destek talep ettik. Kimler mi dersiniz? TİM, TOBB, TÜSİADİ, MÜSİAD, TÜMSİAD Türkiye'de ne kadar kurum varsa hepsinin dikkatini çektik. Böyle bir sorun var bunun el atılıp çözülmesi gerekiyor dedik. Kamuoyu oluşturmanın bir ayağı da firmalarımız. Firmalarımızın bazıları bunu devlet bizden alıyor diye düşünüyor. Halbuki bunu devlet almıyor. Acentelerin uyguladığı bir bedel. Bu bedelin doğru hukuki bir zemini de yok. Biz ne yaptık? Kamuoyu oluşturmak adına şu anda Gümrük TV'ye konuşuyorum. Gümrük TV'nin de bu anlamda çok önemli katkısı var. Bu konuda ne kadar basın varsa hepsine bir çalışma hazırlayıp bilgilendirme yaptık. Bir yanlışlık var bu yanlışın hemen düzeltilmesi gerektiğini anlattık. Sadece bir sorundur demedik çözüm önerimizi de getirdik. Kamuoyu oluşturmak adına böyle bir çalışma yaptık. Güzel gelişmeler oldu bu işte. TİM Başkanı, "Bu iş yanlıştır, kaldırılması lazım" şeklinde bir açıklama yaptı. Başbakan Yardımcımız Sayın Recep Akdağ, çok önemli bir açıklama yaptı. Açıklamasında, 'Bu ordino bedeli kanun dışıdır. Hukuksuzdur. Bunu yapanlar için birkaç kişiyi cezalandırmak şazım. Herhalde bu sorunu öyle çözeriz.' diyerek bu işin yanlışlığını, ücreti alanların da sanayiciye verdiği zararı hükümet tarafından çok açık bir şekilde ortaya koydu. Fakat sonuç hemen alınamadı. Bizim de bununla ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Biz burada çok enteresan bir şey gördük. Mevzuatta 1998'den beri yok deniyor ama gümrüklerin bazılarında hala ordino isteniyor. Uygulamada ordino isteniyor olması çözülmesi gereken bir konu. işin içinde kamu-devlet ben bunun içinde değilim diyor ama bu oluyor. Eskiden kalan bir şey midir, orada ne vardır bilemiyoruz. Ancak gümrüklerde hala ordino isteniyordu. Sayın Bakanımızı ziyaret ettik, sayın Müsteşarımızı, Gümrükler Genel Müdürümüzü ziyaret ettik. Toplantılar yaptık. Gerçekten onlar da konuya sağduyu ile yaklaştı. Sanayicinin konusu, ülke meselesi olarak yaklaştılar, incelediler. Bunların sonucunda da bundan yaklaşık 7-8 gün önce tüm gümrükleri içeren bir yazı yayınladılar. Yazının başı çok önemli. Diyor ki; Bazı Gümrüklerimizde ordino istendiği tespit edilmiştir. Bazıları diyor ki 'PAGEV bunu söylüyor ama bu zaten istenmiyordu.' Bunu sadece biz söylüyorsak Bakanlık bunu neden ilk cümlesine yazsın ki. İsteniyordu hepimiz de bunu biliyoruz. Nasrettin Hoca'nın hikayesine benziyor bu. Hoca eşekten düşünce ben zaten inecektim demiş ya. Biz millet olarak da öyleyiz galiba. Bakanlığımız konuya sahip çıktı. Gerekeni gördü. Bakanlığın bakış açışı bu konu hukuk içinde bakıldığında mevzuatına göre 'Böyle bir şey yok' dedi. Tüm gümrüklere gönderdiği yazıda Ordino uygulamasının tamamen kaldırıldığını belirtti. Buraya kadar gayet güzel. Ancak bugün bana gümrük müşavirlerimizden, firmalarımızdan bilgiler geliyor. Diyorlar ki, "Görülüyor ki ordino uygulaması hakkında, Gümrüğün kendisinde istenmiyor ama, gümrüklerin ambarları var. Limanlar şu an işletiyor. Gümrük ambarları, acenteden ordino getir diye bize hala talepte bulunuyorlar. " Bu kalktığı halde böyle talepleri var. Şimdi Bakanlık gayet açık bir yazı yayınlamış. Diyor ki; Konşimento ile birlikte teslim et artık ordino istemiyorum. Uygulamada da istemiyorum. Memurlarımda da böyle bir hata yapan varsa bunları uyarıyorum. Bundan sonra kanun etrafından dönme çalışmalarını doğru bulmuyoruz. Biz ne yapalım diyorlar. Bakanlık istemese bile biz bunun ismini değiştirelim. Bu anlamsız bir vakit kaybı hiç gerek yok. Böyle bir sonuca varamazlar. İkinci olarak diyorlar ki, Bakanlık istemiyor ama Gümrük Ambarları özelleştirildi ya işletmesini özel şirketler aldı. O zaman biz burada işlem biterken fiş verilecekken diyelim ki senin acente ordinon yok diyip firmayı oraya yönlendirip firmaları o bedeli ödetmeye zorlamaya çalışıyorlar. Çok yanlış ve hukuk dışı bir şey. Gümrük Ambarının işletmesini almış olmak demek, Gümrük Mevzuatının dışında hareket edebilirsin anlamına asla gelmiyor. Kendileri devlet ile yaptıkları sözleşmelere bakarlarsa, sanırım 3'üncü madde; gümrük mevzuatına, yürürlüklerine uyacağım diyor. Dolayısıyla Bakanlık bu yazıyı yazdıktan sonra Gümrük Ambarından git tekrar al demek aslında kanun dışı bir davranıştır. Bunun da ister istemez düzeleceğini düşünüyoruz. Başbakan Yardımcımız diyor ki; Biz sahaya inip bu konuda kim para alıyorsa, biz bu birkaç kişinin canını yakarız bu iş de çözülür diyor. Ama gönlümüz diyor ki biz Gümrük Müşavir ile, acentemiz ile, Liman İşletmemiz ile biz bir bütünüz Türkiye ekonomisinin bir parçasıyız. Burada bir yanlışlık var. Sadece şunu düşünmelerini tavsiye ediyorum o arkadaşlara. Bakın bizden 4 kat daha zengin ülkelerden 6 kat daha fazla bedel ödüyoruz. Sizce bu doğru mu ülkemiz bir yere gider mi? Böyle yapacağımıza bu tür zorlukları hep birlikte kaldıralım. Ülkenin ihracatı artsın, ithalatı artsın. Size düşen iş artsın. Eninde sonunda bu çözülecek. Uygulamada bu yaptığınız şeylerin sonu yok. Bakanlık açıklama yapmış. Ancak bunların üstüne bu yapılanlar firmalara zarar verecek. Bizim firmalarımız için de söyleyeceğim çok net. Kanun dışı bir durum var. Biz bununla ilgili çalışıyoruz. Bakanlığımız, Başbakanlığımız zaten bu konu üzerinde çalışıyorlar. Madem kanun dışı bir durum oluşuyor, bunun itirazı yani çekinceli ödeme denen bir sistem var. Onun detaylarını biz de paylaşıyoruz. Daha güzel hukuki bir sisteme oturttuk onu. Çekinceli kaydınız ile bunu yapın. Böyle bir şekilde sizi zorluyorlarsa, parasını verdiğiniz kendi malınızı gümrükten çekmek için sizi zorluyorlarsa, çekinceli kayıtla yapın. Hukuki hakkınızı koruyun. Geriye dönük para alma hakkınızı koruyun. Bu iş zaten Bakanlığın, Başbakanlığın yazılarından sonra bunlar gereksiz ayak oyunları hiç gerek yok. Ülkenin menfaatine uygun bir şekilde çözmemiz lazım diye düşünüyorum.
-Ordino hakkındaki tartışmaların diğer bir tarafında yine PAGEV gibi oldukça çalışkan güzide bir Sivil Toplum Örgütü olan UTİKAD var. UTİKAD'ın da bu konuda görüşleri var. İki STK bu konuyu bir araya gelip konuşmamalı mı? Uzaktan mı haberleşmeliyiz. Neler söylemek istersiniz?
Şimdi şunu söylemek gerekiyor. Biz herkes ile her zeminde her şeyi konuşuruz. Ama bu konu artık milli bir meseledir. Başbakan Yardımcısının açıklama yaptığı bir meseledir. Bakanlığın yazı yazdığı bir meseledir. Bu bitmiş bir meseledir. Uyum sağlanması gerekir. Bundan sonraki konularla ilgili olarak da muhakkak bizim kapımız herkese açık. Bizim tek bakış açımız şu; ülkemizin, ekonomimizin menfaatine olan bir konuysa, her STK ile bir araya geliriz. Ancak bu konu artık ne PAGEV'in ne de UTİKAD'ın bir konusudur. Bu konu artık milli bir meseledir. Bir belge için Başbakan Yardımcısının açıklama yaptığı bir konudur. Demek ki bu kadar önemli bir belge.
-Dış ticaretin sahasındaki en önemli aktörlerden birisi gümrük müşavirleri. Gümrük Müşavirleri hakkındaki düşüncelerinizi alabilir miyiz?
Çok önemli bir konu. Gümrük müşavirleri bu tartışmaların içine çekilmeye çalışılıyor. Gümrük müşavirleri özellikle ülkemiz için çok güzel bir şey yaptılar. Bize bu sorunu getirenler firmalarımızın gümrük müşavirleri oldu. Kendi menfaatinin dışında ülke ve ekonominin faaliyetlerinin de düşünülmesi gerekiyor. Adı üstünde müşavir. Onlara çok teşekkür ediyorum. Bu sorunu bütün detayları ile getiren, bu sorunun çözüm yollarını getiren, gümrüklerdeki bu sorunun detaylarını bize veren gümrük müşavirleridir. O anlamda ben hepsine mesleki anlamda çok teşekkür ediyorum. Müşavir demek bilgi sahibi kişi demek. Bizi bilgi ile donatan sizsiniz. Bu noktada ben şunu görüyorum. Onu da söylemem lazım. Bu olayın içine çekilirken bir şeyler görüyorum. Diğer arkadaşlar, 'Burada bir bedel alınıyor ama burada bir eksiklik var. Siz bu konuda ses çıkartırsanız sizin de bu bedelinizi için şunlar olabilir.' diye ben basında görüyorum. Bunlar tamamen yanlış şeyler. Gümrük müşavirinin sahası ayrı, acentenin sahası ayrı. Herkesin bir konusu var. Burada tek bakış açısı olması lazım. Zaten gümrük müşaviri de zaten acente de liman işletmesi de parayı nereden kazanıyor bir üretim bir mal hareketi oluyor. Hepimizi bu işi nasıl büyütürüz ona odaklanmamız lazım. Bunun bize göz yumulması lazım biz de buna göz yumarız gibi davranışları ben doğru bulmuyorum. Müşavirlik ile alakalı benim söyleyeceğim şey şu, değişiyor çok hızlı değişiyor. Gümrük müşaviri kavramını çok seviyorum ben. Müşavirlik kısmı en can alıcı hale geldi. Diyebilirsiniz ki bilgi artık her yerde var. İnternete girin her yer de var. Bilgi var da bunun içinde doğruyu tasnif edecek size sunacak bilgiyi verecek uzmanlara ihtiyaç var. O yüzden müşavirliğin geleceği bilgide. Bilgiye odaklanmasında. Türkiye'de benim gördüğüm kadarıyla bu sorunun çözülmesinde müşavirler çok etkili. Bilgiyi iyi odaklaması ve dış ticaretin temsilcisi olması nedeniyle çok önemli kurumlar. Bilgisini arttırdıkça bizim dış ticaret bilgimizi arttıracak kurumlar. Gelecek için sektörün bilgi donatımında en önemli kurumlardan biri olarak görüyorum.
-Gümrük Müşavirlerinin dış ticarettin gelişmesinde oynadıkları roller, üstlendikleri sorumluluklar göz önünde bulundurulduğunda verdikleri hizmetin karşılığını alabildiklerini düşünüyor musunuz?
Burada taraflar var. Nedir bu taraflar? Ticareti birlikte götüren taraflar. Dış ticaret yapan firmalarımız var bir de onların müşavirleri var. Bunların kendi aralarında ürettikleri değer üzerinden yola çıkarak birlikte olmaları doğrusudur. Ticarette içini dolduramadığımız bir şey var. Nedir o? Kazan-kazan lafı. Bu kazan-kazan hep havada gezer. Kazan-kazan diyen insandan önce şüpheleniyor. Acaba benim kaybetmemden o mu kazanacak diye. Ama bu işin gerçekten altını doldurduğumuzda biz gerçekten paydaşız, birlikte bir işi yürüteceğiz. Gümrük müşavirim aslında bana birçok faydalı şey veriyor. Ordino belgesi hakkında bütün detayları ile şurada bir yanlışlık var diyen benim müşavirim. Müşavirime danışmanıma baktığım gibi değerlendiririm. Burada tarife detayına hakim değilim. Ama şu var bu konuyu yine gümrük müşavirlerime soracağım. O konuda benim gördüğüm ana şey şu, bunun tarafları konu üzerinde uzlaşıp mutlaka kazan-kazan üzerine giderse herkes için iyi bir şey çıkar. Bilgi birikimi ile birlikte olabilir bu. Gümrük müşaviri sadece bilgi ile çalışmıyor. Sahada da firmanın dış ticarette işi gibi çalışıyor. Gidiyor bankalarda işlem yapıyor. Değişik noktalarda işlem yapıyor. Bütün bunlar göz önüne alınıp karşılıklı oturup çözülecek bir şey. Bizim de PAGEV olarak hizmet verebileceğimiz bir nokta varsa, hem sanayiciyi hem de müşavirleri bir araya getirip, dernekler ile STK ile birlikte muhakkak yaparız.