KARTEL ÜRETİMİ KISTI HAMMADDE FİYATLARI UÇTU

Pandemide sipariş yağmuruna tutulan Türk sanayicisi, hammadde fiyatlarındaki astronomik yükselişle zora girdi. Dev üreticilerin “üretim kısıntısına” dikkat çeken PAGEV Başkanı Eroğlu’ndan çözüm önerisi: “Yerli hammadde üreticisi ihracat yerine, iç pazara mal vermeli.”

Dünya ekonomisinin sarsıldığı pandemi sürecinde bile çarkların hızla dönmeye devam ettiği üretim alanlarında hammadde tedarik sorunu yaşanıyor. Fiyatların katlandığı günlerde hammadde bulamayan Türk Sanayicisi, sipariş yağmuruna tutulsa da yetersiz hammadde üretiminden kaynaklanan mal bulamama sorunu yüzünden sipariş taleplerini karşılayamıyor. “Hammadde sıkıntısı yaşayan sektörlerin başında plastik endüstrimiz geliyor” diyen Türk Plastik Sanayicileri Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV) Başkanı Yavuz Eroğlu, hammadde sorununa ve çözümüne ilişkin çarpıcısı açıklamada bulunarak, “ihracatta, otomotivden sonra ikinci sırada yer alan kimya bünyesindeki plastik sektörümüz, hammadde tedarikinde yaşanan problem nedeniyle ihracatta hızla kan kaybetmeye başladı. Fiyatlarda yaşanan yüzde 100'lük artışa rağmen hammadde bulmakta zorlanıyoruz. Bu durum, üretime ağır darbe vuruyor” dedi.

FİYATLAR NEDEN ZİRVE YAPTI?

Hammadde fiyatlarındaki artışın ana sebepleri hakkında bilgi veren Eroğlu, “dünyadaki büyük kartellerin, hammadde üretimini kısması fiyatlarda artış getirdi. Plastik sektörümüze hammadde üreten global firmalar belli. Özellikle bu yılın Eylül, Ekim, Kasım aylarına baktığımız zaman söz konusu dev üreticilerin, fabrikalarındaki üretimi çeşitli gerekçelerle ciddi şekilde kıstığını görüyoruz. Fabrikalarda kapanan üretim ve duruş seviyesinin zirveye çıkmasıyla piyasadaki hammadde azaldı. Mal azalınca da fiyatlarda ciddi artışlar yaşandı. Yönetiminde yer aldığım Belçika merkezli Avrupa Birliği plastik üreticilerinin yayınladığı Küresel Hammadde Arzı Raporu’nda, son 3 aya ilişkin üretim grafiklerine göz atınca, hammadde tiplerindeki duruşun zirveye çıktığını gözlemliyoruz. Hammadde tiplerine göre duruşları gösteren grafiklere göre en fazla kısıntı PVC’de gerçekleşti. Üretim kısıntısı ile fiyat artışları arasındaki ilişkiyi gösteren grafiklerde; PVC’nin ardından sırasıyla Polipropilen, polistrene ve alçak yoğunluklu polietilende ciddi üretim kısıntıları dikkatimizi çekiyor. Plastiğin ana hammaddesi petrolde artış sınırlıyken, plastik hammaddeler mantıksız bir şekilde kat kat artmaya devam ediyor. Özetle fabrikalar duruş sayısını arttırıp, bazı tesislerini kapatınca üretim azaldı ve bulunamaz hale gelen hammadde fiyatları tırmanışa geçti. Avrupalı üreticiler başta olmak üzere Uzakdoğu ve Ortadoğu’daki üreticilere ek olarak yerli üreticimiz de kısıntıya gidince, hammadde fiyatları spekülatif olarak son 3 ayda iki katı geçen oranda yükseldi” şeklinde açıklamada bulundu.

HAMMADDE KRİZİ NASIL ÇÖZÜLÜR?

Türkiye’deki hammadde üretiminin, toplam talebin yanında devede kulak kaldığını belirten Eroğlu, hammadde tedarikinde yaşanan sorunun çözümüne ilişkin şöyle konuştu: “iç pazarımızda plastik hammaddeye ciddi talep var. Bu nedenle yerli üreticinin, yurt içinde fiyatların daha da tırmanmasını sağlayacak ihracat stratejisini gözden geçirmesi gerekiyor. Nitekim AB ülkelerindeki ana hammadde üreticileri, arz sıkıntısı yahut fiyat artış dönemlerinde önceliği kendi iç piyasalarına veriyorlar. Dolayısıyla Türkiye’deki sanayiciler olarak bizlerin de yerli hammadde üreticisinden aynı yaklaşımı beklemek hakkımız. Ayrıca ekonomi yönetiminden de plastik hammaddeyi; ham olarak ihraç etmek yerine, yurt içinde işlenerek nihai ürüne dönüştürüp, daha katma değerli şekilde ihraç etmenin yolunu açacak önlemleri almasını bekliyoruz. Önerimiz böylesi zorlu bir süreçte yerli hammadde üreticisinin, mamul üreticileriyle diyalog ve iş birliği halinde hareket etmesidir. Üreticinin çağrısına kulak tıkanıyorsa, kamunun bu konuda arabulucu yahut oyun kurucu olarak çerçeveyi çizmesi gerekiyor. Nitekim geçmiş yıllarda kamu, farklı sektörlerde spekülasyonu engellemek için hammadde ihracatına kısıtlamalar getirmiş ve sorunun çözümüne katkı sunmuştur.”

Hammadde fiyatlarındaki çılgın yükselişin önlenmesine ilişkin bir diğer önerisini de anlatan Eroğlu, pandeminin de tetiklediği bu kritik süreç sona erene kadar en azından 2021 yılının ilk yarısında ithal hammadde üzerindeki vergilerin geçici olarak askıya alınması teklifinde bulundu. İthal hammaddeden geçici olarak vergi alınmamasının, fiyatlarda kısmi de olsa rahatlama getireceğini belirten Eroğlu, ‘Vergiden arındırılmış olacağı için daha ucuz temin edilecek ithal hammadde, fabrikalardaki çarkların daha hızlı dönmesini sağlayacaktır. Üretim maliyetleri ve dolayısıyla ürün maliyetlerine düşürücü etki oluşacak. Örneğin marketten aldığımız plastik su şişesinin fiyatında, sudan ziyade plastik şişenin maliyeti belirleyicidir. Dolayısıyla hammadde fiyatlarındaki astronomik yükselişe çözüm önerimizi; ilk adımda yerli üreticinin, ürettiği hammaddeyi ihraç etmek yerine iç piyasadaki sanayiciye satması, ikinci adımda ise ithal hammaddeden alınan verginin geçici süreyle alınmaması olarak özetleyebiliriz. Bu adımların atılması üretimimizi rahatlatırken öte yandan hem Türkiye ekonomisinin canlanmasını sağlar hem de maliyetlerdeki düşüşle birlikte makro ekonomideki yüzde 5’lik enflasyon hedefinin tutturulmasını kolaylaştırır” şeklinde konuştu.

Etiketler

Sayfa başına dön