İSO 33. Grup Plastik Ambalaj Sanayii Komite Başkanı Şaban GÜLBAHAR: Sanayici Daha Güçlü Destek Bekliyor
Meslek Komitesi olarak plastik sektörünün sorunları ile ilgili gerçekleştirmeyi düşündüğünüz çalışmalarınızı anlatır mısınız?
Türkiye olarak tabiri caizse tam anlamıyla Sırat Köprüsünden geçiyoruz. İstanbul Sanayi Odası Türkiye'nin çok köklü kuruluşlarından biri ve bünyesinde büyük sanayicileri barındırıyor Tabii sanayi dediğiniz zaman benim şahsi kanaatim bu ülkenin en vefakar ve cefakar çilekeş insanlarının meydana getirdiği bir gruptan söz ediyoruz. Türkiye yeni bir yolun yolcusu ve yeni bir kaderin sahibi olma durumu ile karşı karşıya, bu yol Türk milletini ilimde teknikte ahlakta fazilette çok ileri götürmek isteyenlerin yolu olacaktır. Burada Türk sanayicisinin bulunduğu durum oldukça önem arz etmektedir. Yani Türkiye, üretecek, üretecek, üretecek ve daha çok istihdam oluşturacak. Bunun için Devletimizin, sanayicilere her türlü kolaylığı göstermek gibi bir görevi var. Maalesef yakın zamana kadar yapılan çalışmalar içerisinde rezidanslar, alışveriş merkezleri ve buna benzer hususlara çok ehemmiyet verildi. Sanayicinin durumu çok da dikkate alınmadı gibi genel bir kanaat var. İnşallah bu yeni dönemde bu kanaat değiştirilir ve ülkemizin çok hızlı ve ileri adımlar atması yolunda etkili çalışmalar yapılır. Zannediyorum hükümetimiz artık yeni sistemle beraber gerekeni yapar diye düşünüyorum.
Önümüzdeki süreçte Türkiye Ambalaj Sanayisini neler bekliyor? Öngörü ve düşüncelerinizi paylaşır mısınız? Plastik ile ilgili anti kampanyalar artıyor bu konuda neler söylersiniz?
Tabii çevre çok önem arz ediyor, çevre kirliliği bütün ülkelerin önemli bir meselesi. Plastikten vazgeçemeyiz çünkü, alternatifi yok. Diyorlar ki poşetleri kaldıralım insanlar file taşısın ancak hijyenik açıdan düşündüğünüz zaman fileler mikrop yuvasıdır. Çünkü cepte taşınıyor, oraya buraya konuyor yani plastiği kaldırmanın ben çok mümkün olacağı kanaatinde değilim. Plastik değil Türkiye'nin, artık dünyanın vazgeçilmez unsuru.
Biraz önce başına da söylediğim gibi meselelerimiz çok fazla bir defa elektrik konusu var. Biliyorsunuz her türlü standardın üzerine çıktı ve bundan sonra Dolarlar konuşuluyor. Tabii bu olacak bir şey değil, bu arada Türkiye'nin petrokimyada bizim kullandığımız ham maddelerle ilgili üretimi yok denecek kadar az. Yani yüzde 85 ithal yoluyla gelen bir hammadde tüketimimiz var. Plastik sanayisinin en büyük girdilerinden biri hammaddedir. Türkiye tabii bu konuda fevkalade geç kaldı. 15-20 sene evvelki yatırımlar, bugünler hesaplanarak büyütülseydi, herhalde bugün Türkiye yurt dışına hammadde ihraç eder bir duruma gelirdi.
Şu anda yurt dışına ödediğimiz çok büyük rakamlar var. Belki burada Sanayi Odamızın Eximbank veya diğer Bakanlıkların yapması gereken toplu hammadde alımları olabilir. Herkes ayrı ayrı hammadde ithalatı yaptığı için bu bize pahalıya geliyor. Toplu bir alım yapıldığı zaman ben inanıyorum ki fiyatlar %5 yüzde-%10 hatta daha fazla düşebilir. Geçmişte bununla ilgili bir talebimiz oldu ama yeni bir çalışmanın da yapılması gerekiyor tabii. Sonuç itibariyle bu para Türkiye'nin parası, ülkemizin bütçesinden giden bir para ve dövizin de açmaz içerisinde olduğu bir süreçte hesabınızı kitabınızı yapamıyorsunuz. Ayrıca hammaddeyi döviz ile alıp Türk Lirası ile ürün satıyorsunuz.
Sanayiciler olarak nitelikli personel istihdamı noktasında birçok sorununuz olduğunu biliyoruz. Bununla ilgili neler söylersiniz?
Bizim eğitim sistemimiz maalesef zamanımızdan çalan bir eğitim sistemi. Bizde çıraklık, kalfalık, ustalık denilen bir yapı vardı eskiden. Şimdi bu yapı ortadan kalktığı için çıraklık da ortadan kalktı. Eğitim sistemimiz buna bir çözüm ve çare getirmeli. Çocuklarımızın kabiliyetleri daha ilkokul sıralarında iken belirlenmelidir. Biz onu yapmıyoruz, çocuk liseyi bitiriyor sonrasında da ona çırak ol diyoruz. Artık o çocuğun yaşı itibariyle çıraklık yapmak gibi bir durumu olmuyor. Bana göre çıraklık 12-14 yaşlarında başlamalı. Yani insanlar buradan ne edindiyse onunla yükselmeli. Ama şu andaki sistem böyle değil. Eğitim sistemimizin özellikle teknik eleman yetiştirme açısından masaya yatırılması gerekiyor.
Komitemizde birbirinden değerli sanayicilerimiz, iş adamlarımız var. Bu dönemde komitelere yeni arkadaşlarımız geldi ve hepsi konularında muvaffak olmuş kişiler. İnşallah ileri noktalara gideceğiz kanaatindeyim. Atatürk'ün bir ifadesi var; “Çalışmadan, yorulmadan ve üretmeden, rahat yaşamak isteyen toplumlar; evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini daha sonra da istiklal ve istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar”. Dolayısıyla bizler sanayiciler olarak çok çalışacağız, çok üreteceğiz…