İRAN'DAN YAPILAN İTHALAT İÇİN GEREKLİ OLAN KONSOLOSLUK ONAYI HAKKINDA BİLGİ NOTU
İthalatçı firmalarımızdan, 24.07.2017 Pazartesi Gününden itibaren, İran’dan yapılan her türlü mal ithalatı sırasında kullanılan faturanın, İran’daki Türk Konsolosluğu'na onaylatılması zorunlu hale getirildiği bilgisi almış bulunmaktayız. Bu yaptırımın sebebi ile ilgili olarak İran tarafının Türk ihracatçılara benzer bir uygulama yapması (mütekabiliyet) sonucu bu tür bir düzenlemeye gidildiği bilgisi verilmiştir. Söz konusu uygulamanın getireceği ek maliyet ve bürokrasinin doğuracağı zaman kaybının yanında, halihazırda ithal edilmek üzere malları yola çıkan firmaların durumunda da ciddi bir belirsizlik vardır.
İran 2016 yılında Türkiye’den İran’a yaptığımız ihracatlar için Türkiye’deki İran Konsolosluğunun tasdikini şart koşan bir karar almıştı. Bu karar sebebi ile ihracatçılarımızın İran Konsolosluğu'nda bürokratik işlemlerden ötürü hem zaman kaybı hem de konsolosluk tarafından belgeler için istenen ödemeler sebebi ile fazladan maliyeti oluşmuştu. Ülkeler arası bu tür konularda karşılıklı uygulama (mütekabiliyet) yapılması çerçevesinde ülkemiz de İran’dan yapılan ithalata karşı benzer bir uygulamaya gitti.
Türkiye Avrupa’nın en büyük ikinci Plastik Mamul üreticisi ülkesi olmasına rağmen yeteri kadar petrokimyasal üretimi olmadığından, üretimini sürdürebilmek için gerekli plastik hammaddenin %85’e yakın bir kısmını ithal etmek durumundadır.
İran'dan ülkemize yapılan 4,7 milyar dolarlık ithalatta 3,6 milyar dolara yakın mineral yağlar dışında (petrol ve türevleri) en büyük payı 500 milyon dolarlık pay ile petrokimyasallar ve ardından 400 milyon dolara yakın Metal ve Alaşımları almaktadır. İran Türkiye’nin Plastik hammadde ithalatında %10’luk pay ile 3. sırada yer almaktadır. İran’a yaptığımız ihracata baktığımızda 5 milyar dolara yakın toplam ihracatın, 1,7 milyar dolarlık altın ihracatı kısmı bir kenara bırakılırsa, ağırlıklı olarak makine, tekstil, plastik ürünleri, mobilya ve beyaz/kahverengi eşya olduğu görülmektedir.
Bu tablo ağırlıklı olarak İran'dan sanayimizin ihtiyaç duyduğu hammaddeleri ithal ederek, bu hammaddeleri işleyip İran'a nihai ürün ihraç ettiğimizi göstermektedir. Bu hammaddeler ile katma değer oluşturulup, yurt içi tüketime ve ihracat pazarlarına sunulmaktadır. Bu şekliyle İran ile olan ticaretimiz iki komşu ülke için de olumludur. Ancak bizim için özellikle hammaddeyi ithal edip, katma değerli nihai ürünleri İran’a satmamız açısından çok değerli bir ticarettir. Dolayısıyla bahse konu uygulamanın İran İslam Cumhuriyetinden hammadde tedarik eden ve İran’a bitmiş ürün ihraç eden sanayicilerimiz ve ihracatçılarımız üzerinde olumsuz etkisi olacağı aşikardır.
Ayrıca İran İslam Cumhuriyetinden yapılan ticaret, uygulanan yaptırımlar sebebi ile genellikle başta Dubai ve İsviçre olmak üzere, üçüncü ülkelerde bulunan firmalar üzerinden yapılmaktadır. Bu sebeple ithalata konu faturaların bu ülkelerde ne şekilde tasdik edilecekleri de ayrı bir sorun oluşturmaktadır.
Özellikle konunun sanayicilerimize yeteri kadar duyurulmadan uygulamaya girdiğinden firmalarımız gümrüklerde ve yolda olan malları sebebi ile ayrıca bir mağduriyet yaşamaktadır. Gümrüklerde hammaddeler beklemekte ve bu hammaddelerle üretim yapacak firmalarımızın üretimleri aksamaktadır. Ayrıca ortaya çıkan belirsiz durum, bazı fırsatçılara imkan sağlamakta ve hammadde fiyatlarında artış meydana getirmektedir.
Bu işin en ideal çözümü İran ve Türkiye’nin birlikte bu ticareti daraltan uygulamayı kaldırması olacaktır. Bu amaçla İran’daki, Türkiye ile ticareti olan kuruluşlarla irtibatta olarak konuyu yakından takip ediyoruz. Ayrıca İran ve Türkiye’nin kurucuları arasında yer aldığı D-8 platformunu da bu süreçte işletip, karşılıklı uzlaşma için bir sonuç almak istiyoruz. Nitekim 2016 yılında Mısır’da yapılan son D-8 Toplantısında Türkiye ve İran olarak D-8 içinde ortak bir Petrokimyasallar ve Plastik Derneği kurma kararı alınmıştı. Bu platform üzerinde de sorunun çözümü için ilerliyoruz. Dün itibariyle İran basınında bu konuya ilişkin haberler paylaşarak, İranlı sanayicilerimizle birlikte sorunun çözümüne yönelik ortak hareket etmek için çalışıyoruz.
Bu çerçevede Ekonomi Bakanlığımızla yaptığımız görüşmelerde de ilk planda gümrükte ve yolda malı bulunan firmalarımızın mağduriyetini önlemek amacıyla söz konusu uygulamaya 45 günlük bir süre verilmesi ve bu süre içerisinde konunun tekrar değerlendirilmesi talebimiz bilgilerinize sunulmuştur. Bu süre zarfında, öncelikle uygulama esaslarının detaylandırıp firmalarımızın bilgilendirilmesi sağlanacak ve ithalatçı firmalarımızla birlikte İran tarafının bu uygulamadan vazgeçirilmesi yönünde de çabalarımıza devam edilecektir.