Daha çok KOBİ yararlansın derken…

Osman AROLAT - DÜNYA GAZETESİ

Cumhurbaşkanlığının yeni KOBİ tanımını iyi değerlendiremeyen KGF, kredi başvurusu yapmış işletmelerin kredilerini kilitleyerek, yatırımların beklemeye alınmasına neden oldu.

Cumhurbaşkanlığının 18 Mart’ta yayınladığı daha çok KOBİ’nin krediden yararlanmasını amaçlayan kararnamesindeki yeni tanım nedeniyle, KGF teminatlı kredilerde kilitlenme yaşandığını ve bazı firmaların yatırım için beklemeye geçtiğini arkadaşımız Merve Yiğitcan’ın haberinden öğreniyoruz. Haberde yer alan bilgiye göre; 18 Mart’ta resmi gazetede yayınlanan KOBİ desteklerinden daha fazla işletmenin yararlandırılması için yapılan değişiklikte, gerekli kriterlerden biri olan net satış hasılatı veya mali bilanço limiti 125 milyon liradan 250 milyon liraya çıkarıldı. Ancak, haberde yer alan bilgiye göre, KGF’nin KOBİ tanımı, büyük yatırımların önünü tıkamaya başladı.          

Yönetmeliğin 6. maddesine göre, KOBİ vasfı hesap kapanış tarihindeki kriterler dikkate alınarak belirleniyordu. 18 Mart değişikliğiyle gelen kriterler KGF tarafından geriye yönelik de uygulanıyor. Bu durumda KGF, üst limiti KOBİ’ler için 35 milyon, KOBİ dışı 250 milyon lira olarak belirlenmişti. Buna göre firmalar kredi başvurusu yapıp dosyalarını iletmişlerdi. Yeni düzenleme sonrası 2020 yılı cirosu 125 milyon ile 250 milyon lira arasında olan işletmeleri KOBİ olarak sayan KGF, onaylanmış kredileri iptal ederek, kefalet limitlerini düşürüp, yeni başvuru istiyor. Bu gelişme sanayicilere göre yatırımları durdurma noktasına getirdi.              

TOBB Plastik Kauçuk ve Kompozit Sanayii Meclis Başkanı Yavuz Eroğlu’nun haberde yer alan değerlendirmesi şöyle: “Ülke olarak katma değerli, cari açığı azaltan, ileri teknolojili ürünlere yatırım yapmaya ihtiyacımız olan dönemden geçiyoruz. KGF’nin Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile KOBİ desteklerinden yararlanacak firmaların sayısını artırmak amacıyla hazırladığı düzenlemeyi yanlış yorumlayarak firmaların önünü tıkayışını anlamak mümkün değildir. KGF konuları salt bürokratik sınırlama mantığı yerine, düzenlemenin özüne uygun yatırımların önünü açacak şekilde ele alıp değerlendirmesi gerekir.”         

TÜİK’in 2021 yılı istatistiklerine göre ülkemizde 3 milyon 427 bin 891 KOBİ vasfı taşıyan işletme bulunuyor. Bu kadar yaygın işletmenin yer aldığı KOBİ’lerle ilgili bürokratik kararların, diyalog içerisinde hazırlanması gerekir. KGF’nin kararında olduğu gibi yanlışlara yol açmamak için buna ihtiyaç vardır. Karar mekanizmasının doğru işlemesi ancak istişare ve kurumlar arası diyalogla mümkündür. Bürokratik “Ben yaptım oldular” hep hata ile sonuçlanır…


Etiketler

Sayfa başına dön